Âyeti farklı yorumlamak

Âyeti farklı yorumlamak

Sual: (Bir şeyin haram veya helal olduğu konusunda aynı âyeti delil gösterseler, yanlış olan küfre girmiş olmaz. Mesela biri tesettürün farz olduğu bir âyetle bildirse, bir başkası da aynı âyetin tesettürle ilgisi olmadığını söylese; tesettür farz değil diyen, âyete dayanarak söylediği için kâfir olmaz. Şefaatin hak olup olmadığını savunmak ve Cennette Allahü teâlânın görüleceğini bildirmek de böyledir) diyenler çıkıyor. Bu âyetler hadislerle açıklanmıyor mu? Âyete yanlış mana vermek küfür olmaz mı?
CEVAP
Müctehid olmayan bir kimsenin, bir âyet-i kerimeye mânâ vermeye kalkması çok yanlıştır. Doğru mânâ verse bile hata etmiş olur. Günümüzde zaten müctehid yoktur, fakat haddini bilmeyen müctehid taslağı çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur’anı kendi görüşüyle açıklayan, verdiği mânâ doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [Nesai]

(Kur’ana ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizi]

(Kur’anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [M. Rabbani]

Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifi yanlış anlamak veya şüphe etmek imanı giderir. Bu inceliği iyi bilen Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’anı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyuruyor. (Şir’a)

Hazret-i Ebu Bekir, hem mutlak müctehid, hem de Peygamberlerden sonra bütün insanların üstünü bir zat iken, o böyle söylerse, bizlerin ne söylemeye hakkı olur?

Şefaat haktır:

Şefaatin hak olduğunu bildiren birçok âyet-i kerime vardır. Ehl-i bid’at, şu âyet-i kerimeden dolayı şefaatin hak olmadığını savunuyor:
(Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bekara 255]

Bid’at ehli olanlar, (Burada peygamberler veya şehitler şefaat eder denmiyor, o halde hiç kimse şefaat edemez) diyorlar. Hâlbuki âyet-i kerime açık, (Allah’ın izni olmadan şefaat olmaz) buyuruluyor. Bu ifadeden, Allahü teâlâ izin verince, şefaat ehli olanların şefaat edeceği anlaşılır. Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Bütün şefaatler, Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44]

Peygamber efendimiz, Allahü teâlâdan izin aldıktan sonra, yakınlarına ve imanı olan herkese şefaat edecektir. Yukarıdaki âyet-i kerimeleri açıklayan bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(İmanla ölen herkese şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim]

Şefaatle ilgili âyet ve hadisleri inkâr etmek, nasıl normal karşılanır?

Tesettür farzdır:

Tesettürle ilgili bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Mümin kadınlara söyle, gözlerini [yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç,[Kolye, küpe, bilezik, kına, sürme gibi] ziynetlerini [ve ziynet taktıkları baş, kulak, kol ve ayaklarını] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] (Celaleyn, Medarik)

Peygamber efendimiz, Mecmaul-enhür’deki, (Kadının bütün bedeni avrettir) hadis-i şerifi ile bu âyet-i kerimeyi açıklıyor. Demek ki kadının tesettürü bütün vücudunu kapatmakla oluyor. Aişe validemizin bildirdiği başka bir hadis-i şerifte de, tesettür âyeti gelince, ilk muhacir kadınlar emri geciktirmemek için hemen peştamallarını yırtıp başlarını örttükleri bildiriliyor. (Buhari, Nesai)

Tesettürle ilgili âyet ve hadisleri inkâr etmek nasıl normal karşılanır?

Cennette Allah görülecektir:

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kıyamet günü ışıl ışıl parlayan yüzler [müminler], Rablerine bakacaklardır.) [Kıyamet 22, 23]

Bid’at ehli kimseler, (Âyette, bakacaklardır deniyor, göreceklerdir denmiyor) diyerek görmeyi inkâr ediyorlar. Peygamber efendimiz, bu âyet-i kerimenin açıklaması olarak, Kütüb-i sittenin hepsinde bulunan meşhur ve sahih bir hadis-i şerifte, ayın dolunay olduğu bir zamanda buyuruyor ki:
(Gökteki şu ayı nasıl net görüyorsanız, [Cennette] Rabbinizi, böyle açıkça göreceksiniz.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, İ. Ahmed, İbni Huzeyme, İbni Hibban]

Allahü teâlâyı görmekle ilgili âyet ve hadisleri inkâr etmek nasıl normal karşılanır?

(Zırva tevil götürmez) atasözü sanki böyle tevillere sapan bid’at ehli için söylenmiştir.