Kibir ve inadın imansız gitmeye sebep olduğu bildiriliyor. Bunlar günah değil mi? Niye küfre, kâfirliğe sebep oluyor?
İki kötü huy
CEVAP
İmansız gitme tehlikesi olan iki kötü huydan birincisi kibir, ikincisi
inattır. İnat, benim dediğim doğru, ben haklıyım demektir. Kibirlenen veya inat
eden kâfir olmaz, ama bu iki kötü huy insanı küfre sürükler. İçki, zina, açık
gezmek gibi günahlara da zamanla alışılıp normal hâle gelirse, hiç önem
vermeden işlenirse, bunlar da küfre sokar.
Kibir ve inat daha çok tehlikelidir. İkisi de kendini beğenmekten ileri
gelir. (Küfürden sonra en büyük günah kibirdir. Küfre en yakın olan
günahtır) buyurulmuştur. Âciz insanın büyüklenmesi çok tuhaftır. Büyük
olan yalnız Allahü teâlâdır. Cenab-ı Hak, (Büyüklük benim sıfatımdır,
kim sıfatıma ortak olmaya çalışıp büyüklenirse, acımadan Cehenneme atarım) buyuruyor.
Rabbimiz, günahlar için böyle buyurmuyor. Günahlar ne kadar çok olursa olsun,
affedebileceğini bildiriyor. Peygamber efendimiz de, (Zerre kadar kibir
sahibi, Cennete giremez) buyuruyor. Kibrin diğer günahlardan daha
büyük olmasının sebebi şudur:
Büyüklük ancak Allahü teâlâya mahsusken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin
hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer.
Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak,
onun tahtına oturup emirler vermek arasında elbette büyük fark vardır. İşte
kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah olmaya
çalışmak gibi büyük suç oluyor. Bunun için de küfre en yakın günah denmiştir.
Kibirli kimsenin burnunun kırılması için, ona kibirli görünmek ise çok
sevabdır. Kibirliye tevazu göstermek çok çirkindir. Peygamber efendimiz
ise, (Kibirliye kibirli görün ki, onu hakir ve küçük düşürmüş
olasın) buyuruyor.
İnat, gösterişe düşkünlükten, hasetten, kin beslemekten yahut tamahtan hâsıl
olur. Dünya lezzetlerini haram yollardan aramaya tamah denir. Demek ki bu kötü
huylar, insanı inada sürüklüyor, doğruyu, hakkı kabul ettirmiyor. Hadis-i
şerifte, (Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat
edendir) buyuruldu. Hakkı, doğruyu, bir çocuk da, çok yaşlı bir köylü
de söylese, hemen kabul etmelidir.