İyilik etmenin dindeki yeri nedir?
İnsanlara iyilik etmek
CEVAP
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Ömür kısadır. Sonsuz olan ahiret hayatında, insanın karşılaşacağı şeyler,
dünyada yaşadığı hâle bağlıdır. Akıllı olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa
olan dünyada, hep, ahirette iyi ve rahat yaşamaya sebep olan şeyleri yapar.
İnsanlara hizmet etmek için çalışır. İnsanlara iyilik etmek, ahirette azaptan
kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Müslüman, müslümanın kardeşidir. Onu incitmez, üzmez. Bir kimse bir
müslümanın aybını, kusurunu örterse, Allahü teâlâ, kıyamette onun ayıplarını,
kabahatlerini örter.) [Buhari]
(Bazı kimseler, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, onlara yardımcı olmak
için yaratılmıştır. İhtiyaç sahipleri bunlara başvurur. Bunlar için ahirette
azap korkusu olmaz.) [Taberani]
(Allahü teâlâ, bazılarına çok nimet vermiştir. Bunları, herkese faydalı
olmak için yaratmıştır. Bu nimetleri dağıtırlarsa, azalmaz, dağıtmazlarsa
bunlardan alıp, başkalarına verir.) [Taberani]
(Bir müslümanın, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılaması on yıl itikâftan
iyidir. Allah rızası için bir gün itikâf ise, insanı Cehennem ateşinden pek çok
uzaklaştırır.) [Taberani]
(Din kardeşinin bir işini yapana, melekler dua eder. O işi yapmaya giderken,
her adımı için bir günahı af olur ve kıyamette çeşitli nimetlere kavuşur.) [İbni
Mace)
(Din kardeşinin rahata kavuşması veya sıkıntıdan kurtulması için idarecilere
gidip uğraşana, sırat köprüsünden, herkesin ayağı kaydığı zaman, Allahü teâlâ
ona yardım eder.) [Taberani]
(Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya yedirip içirerek yahut
başka bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmektir.) [Taberani]
(Saygısızlık edene yumuşak davranan, zulmedeni affeden, vermeyene veren,
kendisini arayıp, sormayan ahbabını, akrabasını gözeten, Cennette
yüksek derecelere kavuşur.) [Taberani]
(Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını
önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek,
birer sadakadır.) [Tirmizi]
(Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur.)[İ.E.dünya]
(Seferde, topluluğun efendisi, onlara hizmet edendir. Şehitlik hariç, hiçbir
amel onun sevabına erişemez.) [Hakim]
(Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderip, onu sevindirse, Allahü teâlâ,
kıyamette en sıkıntılı anlarda, onu sıkıntılardan kurtarır.)[Buhari]
(Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır.)[Müslim]
(İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır.) [Kudai]
(Allahü teâlânın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini
sevindirmektir.) [Taberani]
(İmanı en kuvvetli olan, ahlakı en güzel ve hanımına karşı en yumuşak
olandır.) [Tirmizi]
(Söz veriyorum, tartışmayan, haklı da olsa, kimseyi incitmeyen Cennete
girer.) [Tirmizi]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun
bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul
olurlar. Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşar.) [Buhari]
(Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için
de sev ki müslüman olasın.) [Harâiti]
İyiliği sayarak değil saçarak yapmalı
İslam âlimleri buyuruyor ki:
(Allahü teâlânın size nasıl muamele etmesini istiyorsanız, Onun kullarına öyle
muamele ediniz.)
(İyiliği sayarak değil, saçarak yapınız.)
(Cömert verene değil, verdiğine sevinene denir.)
(Bütün kötülükler, hırlaşmalar almak üzerinedir. Bütün iyilikler, vermek
üzerinedir.)
Herkese iyilik etmek, ödünç veya sadaka vermek çok sevaptır. Akrabaya yapılan
iyilik daha sevaptır. Bir kadın, Resulullah efendimize, (Fakir kocama yardımda
bulunsam, sadaka yerine geçer mi?) diye sual ettirdiğinde Peygamber efendimiz, (İki
sevap vardır. Biri sadaka, diğeri de sıla-i rahim sevabı) buyurdu.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Senden yüz çeviren akrabana verilen sadaka daha faziletlidir.) [Taberani]
(Yakın akraba ve komşuya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır.) [Taberani]
(Paranızı önce kendi ihtiyaçlarınıza, artarsa çoluk çocuğunuzun
ihtiyaçlarına sarf edin! Bundan da artarsa akrabalarınıza yardım edin!) [Müslim]
(Bir kimseden amcasının oğlu yardım ister de, o da gücü yettiği halde,
vermezse, kıyamet günü Allahü teâlânın fazlından mahrum kalır.) [Taberani]
(Bir müslümana ödünç veren iki misli sadaka sevabı kazanır.) [İbni
Mace]
(Müslüman kardeşini sevindirmek mağfirete sebep olur.) [Taberani]
(Bir müslümanın sıkıntısını giderene, Allahü teâlâ iki nur verir. Bu iki
nurla Sıratta o kadar çok kimse aydınlanır ki sayısını ancak Allahü teâlâ
bilir.) [Taberani]
(Duasının kabul, kederinin yok olmasını isteyen, darda kalanı
ferahlandırsın!) [İbni Ebiddünya]
(Kim, arkadaşının ihtiyacını görürse, Allahü teâlâ da onun ihtiyacını
karşılar.) [Taberani]
(Hayra vesile olan, hayır işlemiş gibidir. Allahü teâlâ, sıkıntıya düşene
yardım edeni sever.) [İbni Neccar]
(Cehennemlik biri, Cennetlik birine rastlayınca ona der ki:
- Beni tanıdın mı?
- Sen kimsin?
- Benden abdest suyu istemiştin, ben de onu sana hediye etmiştim.
Cennetlik olan, ona şefaat eder. Yine Cehennemlik biri Cennetlik olana şöyle
der:
- Beni tanıdın mı?
- Sen kimsin?
- Bana bir iş söylemiştin, ben de o işini yapmıştım.
Bunun üzerine ona şefaat eder ve şefaati kabul edilir.) [İbni Mace]
(Fakire verilen bir lokma, sahibine beş şeyi müjdeler:
1- Bir tane iken beni çoğalttın.
2- Küçük idim, büyüttün.
3- Düşman iken, beni dost ettin.
4- Fâni, yok olmak üzere iken, beni sonsuz kalıcı ettin.
5- Bugüne kadar sen beni muhafaza ettin, artık ben seni muhafaza ederim.) [Ey
Oğul İlmihâli]
Müslümana yardım etmenin fazileti
Sual: Müslümana yardım etmenin, onu sevindirmenin fazileti nedir?
CEVAP
İyi kimse, hem kendisi iyi olan, hem de başkalarının iyi olmasına çalışan
kimsedir. Bu husustaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Bir mümini sevindiren, beni sevindirmiş olur.) [Ebuşşeyh]
(Müslümana sözle yardım eden veya onun için bir adım yürüyen, kıyamette Peygamberlerle
emin olarak haşrolur ve 70 şehit sevabına kavuşur.) [Hatib]
(Kim bir mümini ferahlatırsa, Allahü teâlâ da kıyamette onu ferahlatır.) [İ.Mübarek]
(Allah’ın kullarını üzmeyin. Onları ayıplamayın, gizli kusurlarını
araştırmayın. Kim müslüman kardeşinin aybını ararsa Allahü teâlâ da onun aybını
arar. Hatta öyle ki, evinden çıkmasa da onu rezil eder.) [İ.Ahmed]
(En iyi kimse, kendisi ile alakasını kesenle ilgilenir, kendisini mahrum
edene verir ve kendisine zulmedeni de affeder.) [Begavi]
(Müslüman, müslümanın kardeşidir, onu üzmez, onu sıkıntıda bırakmaz.
Kardeşine yardım edene, Allahü teâlâ yardım eder. Kardeşinin sıkıntısını
giderenin, Allahü teâlâ kıyamet sıkıntısını giderir. Bir müslümanı sevindireni,
Allahü teâlâ kıyamette sevindirir.) [Nesai]
(İki şey var ki, ondan daha iyisi yoktur: Allahü teâlâya iman ve Onun
kullarına iyilik etmek, şefkatli olmak. İki şey var ki, ondan daha kötü iki şey
yoktur: Şirk ve insanlara kötülük etmek.)[İ.Askalani]
(Hasene yapınca sevinen, seyyie yapınca üzülen mümindir.) [Ebu
Ya’la]
(Hasenen seni sevindiriyor, seyyien de seni üzüyorsa, sen müminsin.) [Diyâ]
[Hasene; iyilik, güzellik, sevap. Seyyie; günah, kötü iş]
Layık olana da, olmayana da iyilik et!
Sual: (İyilik ettiğin kimsenin şerrinden sakın) buyuruluyor.
Dinimiz ise, herkese iyilik etmeyi emrediyor. Bu hadis-i şerifin açıklaması
nasıldır?
CEVAP
Genel olarak kötü kimseler, kadirşinas değildir, nankördür. Nitekim Kur’an-ı
kerimde mealen, (Allah ve Resulü kendi lütuflarından onları [kötüleri] zenginleştirdiği
için öç almaya kalkıştılar) buyuruluyor. (Tevbe 74) Demek ki kötü
kimselerin, kendilerine iyilik edenlere zararları dokunabilir. Bunun için
atalarımız şöyle demişlerdir:
(İyilikten maraz doğar)
(İyilik et kele, duyursun seni ele)
(İyiliğe iyilik olsaydı, kara öküze bıçak çalmazlardı)
Bu sözler, iyiliğin mutlaka zararlı olduğunu göstermiyor. Bazı kötü kimselere
iyilik edince onlardan bazı uygunsuz hareketlerin, zararların gelebileceğini
gösteriyor. En hafif ve leziz kuş etinin bile bazı hastalara dokunması gibidir.
Bu anlamda hadis-i şerifler hatta âyet-i kerime bile vardır. Hazret-i
Ali, (Kötü kimse, kendisine iyilik yapılınca katılaşır, iyilik edene
bir zarar verebilir) buyuruyor. Yine büyük bir zat, (Kötüye
iyilik edince, ahmaka acıyınca, onlardan gelecek kötülükten sakının!) buyuruyor.
Demek ki birine iyilik ettik, ondan kötülük gelirse, o kimsenin kötü biri
olduğu anlaşılıyor. Mesela bayramlaşmaya gelen bir şeker hastasına, onun
hastalığını bilmeden baklava versek, onun hastalığı artar. Kabahat baklavada ve
baklava ikram edende değildir. Kötü kimse de iyiliğe tepki olarak kötülük
yapıyorsa, kabahat iyilikte değildir. Kötü kimseler, mürüvvetsizdir, kadirşinas
değildir, nankördür.
Allahü teâlânın, (Kendisine iyilik edene kötülük eden, benim nimetime
nankörlük etmiş olur, kendisine kötülük edene iyilik eden de, bana şükretmiş
olur) buyurduğu bildirilmiştir. Bir menfaat elde etmek için seninle
arkadaşlık edenin şerrinden sakın! Çünkü beklediği şey kesilince; özür kabul
etmez. (Şu’âb-ül-iman)
Yine genel olarak bir kimse, hiçbir menfaat beklemeden Allah rızası için, kötü
birine de iyilik ederse, ondan zarar gelmez. Eğer, bir menfaat karşılığı iyilik
ediyorsa, iyilik ettiği kimseden zarar gelebilir. Hiçbir menfaat beklemeden,
sırf Allah rızası için iyilik etmekten korkmamalıdır. Kötü kimse, buna zarar
vermeye kalksa da, fazla başarılı olamaz. İyilik eden, kendine iyilik etmiş
olur. Onun için atalarımız, (İyilikten kötülük gelmez), (İyilik eden
iyilik bulur), (İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlık bilir) demişlerdir.
Demek ki, iyilik balık için değil, Hâlık için, yani Allah rızası için yapılırsa
zararı olmaz.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte, (İhsan sahibi kimseyi
sevmek, insanların yaratılışında vardır) buyuruldu. (Deylemi)
İnsan, ihsanın, iyiliğin kölesidir. Gönül, kendine iyilik edeni sever, kötülük
edenden nefret eder. İnsan, ister istemez iyilik edene karşı sevgi duyar. Bunun
için Peygamber efendimiz şöyle dua ederdi:
(Ya Rabbi, kötü birinin, bana iyilik etmesini nasip etme!) [Deylemi]
Allahü teâlânın kullarına hizmet etmekle, dünya ve ahirette çeşitli nimetlere
kavuşulur. İnsanlara iyilik etmek, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille
ve kolaylıkla yapmak, insanı Allah sevgisine kavuşturur. Ahiret azaplarından
kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en çok sevdiği kulu, Onun nimetlerinin, kullarına
ulaşmasına vasıta olandır.) [Deylemi]
(Her iyilik sadakadır.) [Tirmizi]
(İnsanların iyisi, insanlara iyilik eden kimsedir.) [İ. Ahmed]
(Arkadaşın iyisi, arkadaşına, komşunun iyisi ise komşusuna iyilik eden
kimsedir.) [Tirmizi]
(En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır.
En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayandır.) [Tirmizi]
(İnsan, kendine iyilik edene sevgi, kötülük edene de nefret duyacak şekilde
yaratılmıştır.) [Ebu Nuaym]
(İyilikler fenalıkları giderir.) [Ebu Nuaym]
(İyilik zâyi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.)[Beyheki]
O halde, maddi bir menfaat beklemeden herkese iyilik etmeye çalışmalıdır.
İyilikte yarış
Sual: Hizmet eden insanlara gıpta ederek, onlarla yarış olur mu?
CEVAP
Yarış, yardımlaşma iyilikte olur. Kötülükte, bölücülükte yardımlaşma, yarış
olmaz. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İyilik etmekte, kötülüğü önlemekte birbirinizle yardımlaşın! Günah
işlemekte, zulümde, haddi aşmakta yardımlaşmayın!)[Maide 2]
(İyi işler için yarışanlar bunun [iyiliğe koşmak, kötülüğe mani
olmak, ibadete devam etmek] için yarışsınlar) [Mutaffıfin 26]
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Şu iki kişiye gıpta edilir: Bunlardan biri, ilmi ile amel eden ve
başkalarına da öğreten, diğeri de, meşru yolda kazandığını, meşru yolda
sarfeden.) [Müslim]
(Ani ölüm, mümine rahmet, facire nedamettir.) [İ.Ahmed]
Süfyan-ı Sevri hazretleri, (Ani ölümü istemezdim. Ama fitnelerden korktuğum
için ani ölümü istiyorum) buyurdu. Orada bulunan Yusüf bin Esbat hazretleri,
(Hayır ben ani ölümü istemiyorum. Hatta fazla yaşamayı istiyorum. Belki
günahlarıma tevbe eder, salih ameller işlerim) buyurdu. Orada bulunan Hazret-i
Vüheyb de, (Ben her ikisini de istemem. Çünkü hangisinin hakkımda hayırlı
olduğunu bilemem. Allahü teâlâ hakkımda neyi takdir etti ise, onu sever, onu
kabul ederim) buyurdu. Süfyan-ı Sevri hazretleri bu sözü duyunca, (Kâbe’nin
Rabbine yemin ederim ki, bu Allah adamlarındandır. Doğrusunu bu söyledi)
diyerek onu alnından öptü. Bayezid-i Bistami hazretleri de, (Ya Rabbi senin
güzel gördüğün şeyi senden isterim) diye dua ederdi.
İnsanlığa hizmet nasıl olur
Sual: Kimi kumarhane açıyor. Bunu bir hizmet olarak gösteriyor. Hatta
dini yıkıcı faaliyetlerine "insanlığa hizmet" diyorlar. İnsanlığa
hizmet nasıl olur?
CEVAP
Herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için
çalıştığını söyler. Kendi keyfi, zevki için ve para kazanmak için olan
çalışmalarını, didinmelerini, bu hizmet maskesi ile örtenler pek çoktur.
İnsanlara hizmet, onları dünyada ve ahirette, huzura kavuşturmak demektir.
Bunun da tek yolu, tek başarıcısı, insanları yaratan, yetiştiren, merhameti ve
ihsanı sonsuz bol olan Allahü teâlânın gösterdiği saadet yolu, yani
İslamiyet’tir. O halde, insanlığa hizmet, İslam’a hizmet ile olur. İslam’a
hizmet, insanlığa hizmettir. İnsanlığa düşman olanlar, İslamiyet’i yok etmeye
çalışmıştır. Saldırmalarının en tesirlisi, müslümanları aldatmak, içerden
yıkmak olmuştur. Onları bölmüşler, birbirine düşman etmişler, dinsizlerin
pençesine düşmelerine sebep olmuşlardır.
Hizmetlerdeki sıkıntı
Sual: Bu zamanda İslam’a hizmet nasıl olur? Müslüman olarak ne
yapmamız gerekir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymak için, keramet sahibi olmak,
âlim olmak şart değildir. Her müslümanın bunu yapmak için uğraşması gerekir.
Fırsatı kaçırmamalıdır. Kıyamette her müslümana bunu soracaklar, "İslam’a
niçin hizmet etmedin?" diyeceklerdir. Dine hizmet için uğraşmayanlara, din
bilgilerini yayan kurumlara, kimselere yardım etmeyenlere, çok azap
yapılacaktır. Özür, bahane kabul edilmeyecektir.
Peygamberler, insanların en üstünleri, en kıymetlileri iken, hiç rahat
oturmadı. Allahü teâlânın dinini, seadet-i ebediyye yolunu yaymak için, gece
gündüz uğraştılar. Mucize isteyenlere de, (Mucizeyi Allahü teâlâ
yaratır. Benim vazifem, Allahü teâlânın dinini bildirmektir)buyurdu. Bu
yolda çalışırlarken, Allahü teâlâ da bunlara yardım eder, mucize yaratırdı.
Bizim de, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını, sözlerini yaymamız ve
kâfirlerin, düşmanların, müslümanlara iftira ve eziyet edenlerin, kötü, alçak,
yalancı olduklarını, gençlere, dostlara bildirmemiz gerekir. Bu yolda malı ile,
kuvveti ile, mesleği ile çalışmayanlar, azaptan kurtulamayacaklardır. Bu yolda
çalışırken, sıkıntı çekmeyi büyük saadet, büyük kazanç bilmelidir.
Peygamberler, Allahü teâlânın emirlerini bildirirken, cahillerin, soysuzların
hücumlarına uğrardı. Çok sıkıntı çekerlerdi. O büyüklerin en üstünü, seçilmişi,
Allahü teâlânın habibi olan Muhammed aleyhisselam, (Benim çektiğim
eziyet gibi, hiçbir Peygamber eziyet görmedi) buyurdu. [c.1,
m.193]
Her müslümanın, Ehl-i sünnet itikadını öğrenmesi ve sözü geçenlere öğretmesi
gerekir. Ehl-i sünnet âlimlerinin sözlerini bildiren kitapları ve gazeteleri bulup
almalı, bunları gençlere, tanıdıklara göndermeli, okumaları için çalışmalıdır!
İnsanlara, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmek, kıymetli bir
hizmettir. Ancak cenab-ı Hakkın sevdikleri bu hizmet ile şereflenir.
Sual: Otobüste hiç kimseye yer vermesek kul hakkı yemiş olur muyuz
veya kimlere yer vermek gereklidir?
CEVAP
Yer vermemekle kul hakkı geçmez. Kim olursa olsun iyilik etmek sevaptır. İyi
kimseye iyilik daha çok sevaptır.
Herkese yumuşak davranmalı
Sual: Müslümanlara iyilik etmeye çalışırken neye dikkat etmeli?
CEVAP
Her zaman yumuşak davranmaya çalışmalı, sertlikten kaçmalıdır! Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ refiktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği
şeyleri yumuşak davrananlara ihsan eder. Başkalarına vermez.) [Müslim]
(Yumuşak davran! Sertlikten ve çirkin şeyden sakın! Yumuşaklık insanı
süsler, çirkinliği giderir.) [Müslim]
(Yumuşak davranmayan hayır yapmamış olur.) [Müslim]
(Kendisine yumuşaklık verilene dünya ve ahiret iyilikleri
verilmiştir.) [Tirmizi]
(Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan
kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık
gösteren mümindir.) [Tirmizi]
İhsan sahibini sevmek
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte, (İhsan sahibini
sevmek, insanların yaratılışında vardır) buyuruldu. Bütün iyilikleri
yaratan, insana can, mal, sıhhat veren, zararlardan, korkulardan koruyan Allahü
teâlâyı sevmek, insanlık icabıdır.
Sevmenin üç alameti vardır:
1- Onu sevenleri sevmek,
2- Ona itaat etmek,
3- Onu, dil ile, beden ile övmek.
Bunlardan ikincisine Şükür, üçüncüsüne Hamd etmek
denir. Onu sevenleri, O da sever. İhsanlarını arttırır. Allahü teâlânın
sevgisini kazanmaya çalışana Salih kul denir. Bu sevgiyi
kazanmış olana Veli denir.
Başkalarının da kazanması için çalışan Veliye, Vesile denir.
Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimin Maide suresinde, (Vesile
arayınız!) buyuruyor. Vesilenin bu iyiliği, bu ihsanı, dünya ve ahiret
nimetlerinin en kıymetlisidir. O halde, onu sevmek, hem bu ihsanın sahibi
olduğu için, hem de, Allahü teâlânın sevgili kulu olduğu için, çok gerekir ve
insanın birinci vazifesidir. Hakiki vesileye kavuşmak, en büyük
saadettir. (C.1, m.27)
Sual: Müslüman olmayanlara da, merhamet etmek, saygı göstermek
gerekir mi?
CEVAP
Allah indinde herkes, insan olarak eşittir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi
eşittir.) [İbni Lal]
(Rabbiniz bir, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın
Aceme, Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın
kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak
takva bakımından biri diğerinden üstün olabilir.) [İbni Neccar] [Acem,
Arap olmayan milletler demektir.]
Bunun için mümin olsun, kâfir olsun, bir kimseden kendini üstün görmek
kibirdir. Kibir ise çok büyük günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez.) [Taberani]
Başkalarının kendisine saygı göstermelerini sevmek de doğru değildir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Kendisi için ayağa kalkılmasından hoşlanan, Cehenneme gidecektir.) [Tirmizi]
Gayrı müslim de olsa
İkram için, iyi geçinmek için, müdara için gayrı müslim olsa da ayağa kalkmak
caizdir. Buradaki ölçü, müslüman olmayanlara sevgi beslememektir. Merhamet ile
sevmeyi karıştırmamalıdır. Hazret-i Âişe validemiz bildirir:
Bir gün içeri girmek için biri geldi. Resul-i ekrem, (Müsaade edin,
içeri girsin! O kabilesinin en kötüsüdür) buyurdu. O kimse, odaya
girince gülerek karşılayıp iltifat etti. O kimse gidince merak edip sordum, ya
Resulallah, kötü insan dediğiniz halde ona iltifat etmenizin
sebebi nedir? Buyurdu ki:
(İnsanların kötüsü, zararından korunmak için kendisine ikram
edilendir.) [Buhari]
Kâfir-mümin herkese, hatta bütün hayvanlara merhamet etmek gerekir! Peygamber
efendimiz, (Merhametli olmayan imanlı olmaz) buyurunca,
Eshab-ı kiram sual etti:
- Ya Resulallah, hepimiz merhametliyiz.
- Bir arkadaşa merhamet kâfi değildir. Bütün mahlukata merhametli olmak
gerekir. [Taberani]
Dinimizde merhametin, saygının yeri büyüktür. Bu husustaki hadis-i şeriflerden
bazıları şöyle:
(Büyüğünü saymayan, küçüğüne acımayan bizden değildir.) [Tirmizi]
(Yerdekilere merhametli olmayana, göktekiler merhamet etmez.) [Taberani]
(İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez.) [Taberani]
Görüldüğü gibi, müslümanlara denmiyor. (İnsanlara) deniyor. O halde bütün
insanlara ve hayvanlara acımak gerekir. "Kâfire, zalime nasıl acınır
ki?" denebilir. Kötülük etmelerini önleyip iyi bir insan, yani salih bir
müslüman olmaları için çalışmakla onlara merhamet edilmiş olur. Kim olursa
olsun yaşlıya saygı göstermelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yaşlılara saygı göstermek, Allahü teâlâya tazimdendir.) [Ebu
Davud]
Yaşlı kimse gayrı müslim ise, ona yapılan saygı dini için değil, insan olduğu
içindir.
Örnek insanlar
Lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır. Yani insanın hâl ve hareketi, sözünden
daha tesirlidir. Hakiki müslümanların hâllerine bakıp müslüman olanlar çoktur.
Bunlardan biri şöyle:
Gayrı müslimlere ait bir ticaret kervanı gelip, gece Medine’nin dışına kondu.
Yorgunluktan hemen uyudular. Halife Hazret-i Ömer, şehri dolaşırken bunları
gördü. Abdurrahman bin Avf’ın evine gelip, (Bu gece bir kervan gelmiş.
Hepsi kâfirdir. Fakat bize sığınmıştır. Eşyaları çoktur ve kıymetlidir.
Yabancıların, yolcuların bunları soymasından korkuyorum. Gel, bunları
koruyalım) dedi. Sabaha kadar bekleyip, sabah namazında mescide
gittiler.
Kervandakilerden bir genç uyumamıştı. Arkalarından gitti. Soruşturup,
kendilerine bekçilik eden iki şahıstan birinin Halife Ömer olduğunu
öğrendi. Gelip, arkadaşlarına anlattı. Roma ve İran ordularını perişan eden,
adaleti ile meşhur, yüce halifenin, bu merhamet ve şefkatini görerek,
İslamiyet’in hak din olduğunu anladılar ve seve seve müslüman oldular. (Menakıb-ı
Çihar-ı Yâr-ı Güzin)
İhtiyaç arzetmek
Sual: İhtiyacını her zaman insanlara arz etmekte mahzur var mıdır? Sık
sık ihtiyacını arz eden birine yardım etmemekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Zaruret ve fazla bir ihtiyaç hasıl olmadıkça ihtiyaçlarını insanlara bildirmek
doğru değildir. Mümkün mertebe ihtiyacını bildiren kimselere malı ile, dili ile
yardım etmek çok sevaptır. Mükaşefetül-kulubda diyor ki:
İhtiyacını gidermesi için sık sık müslüman kardeşine gitme! Çünkü buzağı
anasını emerken ifrata kaçarsa, anası onu süsebilir. Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İyilik etmek ve fenalıktan sakındırmak hususunda birbirinizle yardımlaşın!) [Maide
2]
Hazret-i Ali buyurdu ki:
(Kim bir kalbe sevinç verirse, Allahü teâlâ o sevinçten bir lütuf yaratır. O
kimseye bir musibet geldiği zaman, bu lütuf o kimsenin kalbine su gibi akar.
Suyun kirleri temizlediği gibi, lütuf da, kalbdeki kederleri siler.)
Her iyilik sevaptır
Sual: Otobüste birine yer versek, görmeyen birini yoldan geçirsek
sevap olur mu?
CEVAP
Allah rızası için yapılan her iyiliğe sevap verilir. Hadis-i şerifte, (Her
iyilik sadakadır) buyuruldu. Her iyiliği Allah rızası için yapınca
sevap alınır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, [Allah rızası için] yaptığı her işten sevap alır.
Yoldaki bir şeyi kaldırsa, birine yol tarif etse, sözünü anlatamayana yardım
etse, birine keçisini sağarak yardım etse, sevap alır.) [Ebu Ya’la]
Hele görmeyenlere [a’malara] yardım etmek elbet daha sevaptır. Hadis-i
şerifte, (A’mayı kırk adım götüren Cenneti hak eder) buyuruldu.
(Beyheki)
Yemek yedirerek veya başka iyilik ederek insanları sevindirmek de büyük
sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Darda kalana kolaylık gösterene, Allahü teâlâ da dünya ve ahirette kolaylık
gösterir. Kim de bir müslümanın aybını örterse, Allahü teâlâ da dünya ve
ahirette onun aybını örter. Kul, kardeşine yardım ettiği müddetçe, Allahü teâlâ
da kendisine yardım eder.) [Müslim]
(Duasının kabul olmasını ve kederinin giderilmesini isteyen, darda kalanı
feraha kavuştursun!) [İ. Ebiddünya]
(Allah katında amellerin en sevimlisi, bir müslümanı sevindirmek yahut bir
sıkıntısını gidermek veya sabrını taşıran bir kederini ortadan kaldırmak yahut
borcunu ödemektir.) [Ebuşşeyh]
(Bir müslümana elbise veren, o elbiseden bir parça kalsa da, Allah’ın hıfzı
emanında olur.) [Hakim]
Üzerek sevindirmek
Sual: Bir arkadaşın kalemini sakladım. Arkadaş, kaybettim diye epey
aramış, çok üzülmüş. Fakat kalemini verince sevindi. Arkadaşları böyle
sevindirmek sevap olur mu?
CEVAP
Birinin malını, parasını şaka olarak alıp saklamak caiz değildir. Böyle
yapmakla o kimse üzülmüş olur. Başkasını üzmek ise haramdır. (Hadika)
Diyelim ki; arkadaşa aldığınız kalemi vermekle on sevap yazılmışsa, onu
üzdüğünüz için yüz günah yazılmıştır.
Neticede kârda değil, zarardasınız. Sizin arkadaşa yaptığınız iyilik şuna
benziyor:
Cemaatle nafile namaz kılmanın mekruh olduğunu bilen bazı kimseler, cemaatle nafile
kılmayı adıyorlar. Sonra da cemaatle nafile kılıyorlar. Bu çok yanlıştır. Günah
olan bir şey adansa da yapılmaz.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.) [Deylemi]
Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve
insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor.
Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına
göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden
daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa
farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)
Sual: Ölmek üzere olan bir hristiyana su vermek caiz midir?
CEVAP
Evet. Susamış bir köpeğe bile su vermek çok sevaptır.
İnsanları sevindirmek
Sual: Bir Müslümana iyilik etmek mi daha sevaptır, yoksa zikir ve
benzeri ibadetlerle meşgul olmak mı?
CEVAP
İkisini de yapmaya çalışmalıdır. (Bir mümini sevindirmek bir yıllık nafile
ibadetten hayırlıdır) buyuruluyor. Ubeydullah-i Ahrar hazretleri de, (Zikir ve
murakabe, bir Müslümana hizmet yapılamadığı zamanda olur. Birinin gönlünü
alacak, onu sevindirecek bir hizmet, zikir ve murakabeden önce gelir)
buyururdu. Murakabe, nafile ibadet yapmak, Allahü teâlânın, her an,
her şeyi gördüğünü, bildiğini düşünmektir.
Demek ki insanlara yardım ve hizmet ederek onları sevindirmek daha sevaptır. Ne
şekilde olursa olsun, dine uygun olarak insanları sevindirmek çok sevaptır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En kıymetli amel, bir müminin sıkıntısını gidermek, borcunu ödemek veya
karnını doyurmak suretiyle sevindirmektir.) [Taberani]
(Sıkıntıya düşene, çaresize yardım edeni Allahü teâlâ sever.) [İbni
Neccar]
(Din kardeşinin bir işini yapmak için gidenin, her adımında 70 günahı
affedilir ve 70 sevap verilir. O iş bitene kadar, böyle devam eder. İşi
yapılınca, bütün günahları affedilir. O işi yaparken ölürse, sorgusuz sualsiz
Cennete gider.) [İbni Ebiddünya]
(Duam kabul olsun, sıkıntım gitsin diyen, darda kalanı
ferahlandırsın!) [İbni Ebiddünya]
İyi haber getirmek
Sual: Sevdiğimiz kimseye sevdiğimizi, sevmediğimize de sevmediğimizi
söylemek gerekir mi?
CEVAP
İyi şeyler bildirilir, kötü şeyler bildirilmez. İki hadis-i şerif meali:
(Sevdiğinize sevdiğinizi söyleyin, nefret ettiğinizden de uzak durun.) [Nevafi-ul-atıra]
(İyi kişi, iyi haber getirir. Kötü de kötü haber.) [İ. Asakir]
Sevgi ile ilgili bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Din kardeşini seven, ona sevdiğini bildirsin.) [Buhari]
Zalime yardım etmek
Sual: Birine iyilik ettinizse ondan kötülük bekleyin deniyor. Böyle
bir şey olabilir mi?
CEVAP
İyilere iyilik etmek iyidir, onlardan zarar gelmez. Fakat kötülere iyilik
edince onlardan zarar gelebilir. Kötülük eden zâlimdir. Zâlime yardım edince,
ondan zarar göreceği hadis-i şerif ile bildiriliyor. Bir hadis-i şerif meali de
şöyledir:
(Kim bir zâlime yardım ederse, Allahü teâlâ o zâlimi ona musallat
eder.) [İ.Asakir]
İyilik etmeli
Sual: Teşekkür etmeyene, nanköre de iyilik etmek caiz
midir?
CEVAP
Elbette, herkese iyilik etmek iyidir. İki hadis-i şerif meali:
(Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik ettiğin kimse, buna layıksa
ne iyi. Layık değilse, sen iyilik edicilerden olursun.) [İbni Neccar]
(İyilik zayi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.)[Beyheki]
Atalarımız da, (İyilikten kötülük gelmez), (İyilik eden iyilik bulur),
(İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlık bilir) demişlerdir. Demek
ki, iyilik balık için değil, Hâlık için, yani Allah rızası için yapılırsa
zararı olmaz.
Allah için ömründe bir kere olsun iyilik eden mahrum kalmaz. Bir Müslüman, bir
İslam âliminin veya evliyanın ruhuna, ömründe bir kere, bir Fatiha okuyup
hediye etse, o zat, bu iyiliğin altında kalmaz. Mutlaka o kimseye şefaat eder.
İki hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ, zerre kadar hayır işleyeni rezil etmez.) [İ. Adiy]
(Ömründe hiç hayır yapmayan bir Müslümanın, [başka Müslümanlara
zarar vermesin diye] bir dikeni yoldan kaldırması, Allah indinde makbul
görülerek Cennete gitmesine sebep oldu.) [Ebu Davud]
Bir hadis-i kudsi de şu mealdedir:
(Ya Musa, ömründe bir kere îsâr edene, îsâr ahlakı ile bana kavuşana hesap
sormaktan haya ederim.) [Şir’a – şerh-i Hutab]
Îsâr, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp, muhtaç olana vermek, mümin
kardeşlerinin işlerini bitirmek demektir. Kendi muhtaç olduğu malın hepsini,
muhtaç olanlara verip, yokluğuna kendisi sabr etmektir. İyi huyların çok
kıymetlisidir. Âyet-i kerimeler ile övülmüştür.
Sual: Allah indinde bir mümine yapılacak en kıymetli şey nedir?
CEVAP
Bir iyilik ederek, onu sevindirmektir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Farzlardan sonra en kıymetli amel, bir mümini sevindirmektir.)[Taberani]
(En faziletli amel, bir müminin ayıbını örtmek, karnını doyurmak veya bir ihtiyacını
karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) [İsfehani]
(Bir mümini sevindiren, beni sevindirmiş olur. Beni sevindiren
de, Allah indinde bir ahit almış olur. Allah’tan ahit alana da, ateş asla
dokunmaz.) [Ebu-ş-şeyh]
(Din kardeşini sevindirmek kadar, Allah katında kıymetli bir şey yoktur.) [İ.
Neccar]
(Bir Müslümanı sevindiren, kabrimde beni sevindirmiş olur. Beni sevindireni
de Allahü teâlâ kıyamette sevindirir.) [İ. Neccar]
(Allahü teâlâ, bir Müslümanın sıkıntısını giderip, onu sevindireni, kıyamette
en sıkıntılı anlarda sıkıntılardan kurtarır.) [Buhari]
(Müslüman, Müslümanın kardeşidir, onu üzmez, onu sıkıntıda bırakmaz.
Kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahü teâlâ kıyamet sıkıntısını giderir. ) [Nesai]
(Her şeyin bir anahtarı vardır, Cennetin anahtarı da yoksulları
sevmektir.) [İbni Lal]
(Cennetteki sevinç sarayına, ancak çocukları sevindirenler girer.) [İ.
Adiy, İ. Neccar]
(Bir kimse, mümin kardeşini sevindirince, bir melek, bu kimseye hep dua
eder. Ölüp kabre konunca, yanına gelip, “Beni tanıyor musun?” der.
Ölü, “Hayır” deyince, “Ben, bir Müslümana verdiğin
sevincim. Bugün seni sevindirmek için geldim. Kabirde yanındayım, kıyamette de,
sana şefaat edip Cennetteki makamını göstereceğim”der.) [İ.
Ebi-d-dünya]
Güçsüzlerin gücü
Sual: Sakat, engelli, düşkün ve güçsüzlere yardım eden rızka kavuşur
mu?
CEVAP
Evet, kavuşur. Birkaç hadis-i şerif şöyledir:
(Siz, güçsüzleriniz sayesinde rızka ve zafere kavuşuyorsunuz.)[Müslim]
(Aranızdaki zayıflar sebebiyle yardıma ve rızka kavuşuyorsunuz.)[Buharî]
(Allah bu ümmete, ancak zayıfların duaları, namazları ve ihlâsları sayesinde
yardım ediyor.) [Nesaî, Tirmizî]
(Nice [kıymetsiz ve hakir görülerek] kapılardan kovulan,
pejmürde kılıklı kimseler vardır ki, [onlar Allah yanında çok
kıymetlidir, şu şöyle olacak diye] yemin etseler, Allah [onlara
ikram için, dediklerini yaratır] yeminlerini doğru çıkarır.) [Müslim]
(Bazı âlimler bu hadis-i şerifi, “Güçsüz kimseler dua etse, Allah dualarını
kabul eder” diye açıklamışlardır.)
Eden bulur
Sual: (Etme bulma) deniyor. Bu iyi şeyler için de geçerli
mi? Yoksa sadece kötülük edenler için mi geçerlidir?
CEVAP
İyilik edenler için de geçerlidir. Mesela bir genç, bir ihtiyara yaşından
dolayı hürmet ederse, Allahü teâlâ o gence uzun ömür verir, kendisine hizmet
edecek gençler yaratır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir genç, bir ihtiyara yaşından dolayı hürmet ederse, o genç
ihtiyarlayınca, Allahü teâlâ, ona hizmet edecek gençler yaratır.)[Tirmizi]
(Ana babasına hizmet edenin ömrü, bereketli ve uzun olur.) [İslâm
Ahlâkı]
(Men hadime hudime.) = Hizmet eden hizmet görür.
Büyüklerimiz de, (Müminlere hizmet eden muhtaç duruma düşünce, ona da
hizmet eden çok olur) buyuruyor. Demek ki, kötülük eden kötülük
bulduğu gibi, iyilik eden de iyilik buluyor.
Hizmet nimeti
Sual: Dedem, (Hizmette lezzet olmamak olmaz) diye çok
eski bir şiir okurdu. Hizmet nedir?
CEVAP
Hizmet, insanlara maddî veya manevî yönden yardımcı olmak, onlara iyilik
etmektir. Hizmet edenin Allah katında değeri diğerlerinden üstündür. Bir
hadis-i şerif meali şöyledir:
(İnsanların efendisi onlara hizmet edendir.) [Ebu Nuaym]
Bir toplumda en çok hizmet eden, en çok sevabı alır. Seferde ve savaşta hizmet,
başka zamanlardakine göre daha kıymetlidir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Seferdekilerin efendisi, onlara hizmet edendir. Hizmette önde olan kişiyi,
o topluluk, şehit olma durumu hariç, hiçbir amelle geçemez.) [Hâkim]
(Allah yolunda savaşanların en üstünü, savaşanlara hizmet edendir. Sonra da
onlara haber getirendir.) [Taberanî]
Evlada hizmet, babaya hizmettir. Babaya hizmet, evlada hizmettir. Bir zatın
sevdiklerine hizmet, o zata hizmet etmek olur. Resulullah, Eshabını
[arkadaşlarını] çok severdi. Eshabından birine hizmet edeni görünce ona dua
ederdi. (Ramuz)
Bir büyük zatın talebelerine hizmet edilirse, o büyük zat da elbette çok
sevinir.
Muhtaçlara hizmet ve iyilik etmek daha çok sevab olur. Bir hadis-i şerif
şöyledir:
(Dul ve yoksullara hizmet eden, fi-sebilillah cihad eden gibidir.)[Buharî]
Hizmette, ana baba daha önemlidir. Bir hadis-i şerif şöyledir:
(Ana babasına hizmet edenin ömrü, bereketli ve uzun olur.) [İslâm
Ahlâkı]
Allah için hizmet edene, muhakkak hizmet edenler bulunur. (Bir genç,
bir ihtiyara yaşından dolayı hürmet ederse, o genç ihtiyarlayınca, Allahü
teâlâ, ona hizmet edecek gençler yaratır) hadis-i şerifi, (Men
hadime hudime=Hizmet eden hizmet görür) hadis-i şerifine bir örnektir.
Her ne şekilde olursa olsun, yardım ve hizmet çok sevabdır. İki hadis-i şerif:
(Bir mümini sevindirene, maddî veya mânevî bir hacetini görene, Allahü
teâlâ, Kıyamette ona hep hizmet edecek birini yaratır.)[Taberanî]
(Allahü teâlânın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini
sevindirmektir.) [Taberanî]
(Şu üç şeyi yapan, tam mümindir: Ailesine hizmet eden, fakirlerle oturup
kalkan ve hizmetçisiyle birlikte yiyen.) [Deylemî]
(Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allahü teâlâ da onun işini
kolaylaştırır. Bir kimse, bir Müslümanın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse,
kıyamette en sıkıntılı zamanlarında, Allahü teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır. Bir
Müslümanın ayıbını, kusurunu örtenin, ayıplarını, kabahatlerini de kıyamette
Allahü teâlâ örter.) [Buhari, Müslim]
(Bir kimse, din kardeşine yardım ettikçe, Allahü teâlâ da ona yardım
eder.) [Müslim]
(Allahü teâlânın, başkalarına da versin diye nimet verdiği kulları vardır.
Onlar bu hizmeti yüksünürlerse, Allah o nimeti onlardan alır, başkasına verir.) [Ramuz]
(Allahü teâlâ, başkalarına da versin diye, bazı kullarına çok nimet
vermiştir. Bu nimetleri Allahü teâlânın kullarına dağıtırlarsa, nimetleri
azalmaz. Bu nimetleri onlara ulaştırmazlarsa, Allah nimetlerini bunlardan alır,
başkalarına verir.) [Taberani]
Maddî yönden iyilik etmek çok sevabsa da, manevî yönden iyilik etmek daha büyük
sevabdır. Birinin hidayetine sebep olmak, ona Ehl-i sünneti öğretmek, doğru bir
kitap vermek çok büyük sevabdır. Bir hadis-i şerif şöyledir:
(Kim, hidayete [Ehl-i sünnete] davet ederse, o yola
girenlerin bütün sevabları ona da yazılır.) [Tirmizî]
Mümine hizmet
Sual: İyi veya kötü kimseye yahut iyi olanla daha iyi olana hizmet
etmek sevab bakımından farklı olur mu?
CEVAP
Elbette farklıdır. Mümbit toprağa ekilen tohumla, kıraç veya çorak toprağa
ekilen tohumdan aynı ürün alınmaz. Dine hizmet edene hizmet edilirse daha çok
sevab alınır. (Men hademe hudime)buyuruluyor. Hizmet edene, Allahü
teâlâ başkalarını da hizmet ettirir. Hem dünyada hem âhirette karşılığı
verilir. Müminlere hizmet eden, ihtiyaç sahibi olunca, ona da hizmet edenler
çok olur.
Dinimize hizmet edene bir bardak su verenin kabir azabı, ölüm acısı ve mahşer
azabı görmeyeceği, Arş’ın altında gölgeleneceği din kitaplarında yazılıdır.
Dine hizmet edene bir kalem, bir kitap veren cihad sevabı alır.
Hele seyyidlere yani Resulullah efendimizin soyundan gelenlere hizmet etmek
daha büyük sevabdır. Bir seyyide yol gösterdiği için Yahudi’nin parmağının azap
görmediği kitaplarda yazılıdır. Seyyidler çok kıymetlidir. Günahkâr da olsalar
onlara hizmeti büyük şeref bilmelidir. Seyyidlere hizmet eden son nefeste
imanla ölür.
İyilikten maraz doğar mı?
Sual: (İyilikten maraz doğar) diyorlar. İyilik ettiklerimden kötülük
görüyorum. Kimseye iyilik etmemek mi gerekir?
CEVAP
İyilere iyilik etmek iyidir, onlardan zarar gelmez. Fakat kötülere iyilik
edince onlardan zarar gelebilir. Kötülük etmek de zulümdür. Zâlime yardım
edince, ondan zarar görülebilir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kim bir zâlime yardım ederse, Allahü teâlâ o zâlimi ona musallat eder.) [İ.
Asakir]
İyiliğe layık olmayana iyilik etmek pişmanlık doğurur. İmam-ı Şâfiî hazretleri,
(Aşağı kimselere iyilik etmek düşmanlığa sebep olur) buyurdu. (Mizan)
Bazı kötülere iyilik edilirse düşman olabilir, dikkat etmek gerekir. Bir kimse,
Hazret-i Ali’ye kötülük ediyor, o da, (Ben ona hiç iyilik etmemiştim, o niye
bana kötülük etti?) buyuruyor. Buradan, kötülere iyilik edilirse, dikkat etmek
gerektiği, onlardan bir zarar gelebileceği anlaşılmaktadır.
(İyilik edene iyilik et, kötülük edeni affet!) hadis-i şerifi
düsturumuz olmalıdır. Bir başka hadis-i şerifte de, (Sizin en iyiniz,
kendisinden hep iyilik beklenen ve kötülük etmeyeceğinden emin olunandır)buyuruluyor.
(Tirmizî)
Başkaları kötülük etse de biz iyilik etmeliyiz. Maddî zararımız olsa da, biz
iyilik ehli olmuş oluruz.
Fedakâr olmak
Sual: (Bize iyilik etmeyene, iyilik etmeye devam etmek enayilik
olur) deniyor. Mutlaka onlardan iyilik beklemek mi gerekiyor?
CEVAP
Makbul olan iyilik, karşılık beklemeden Allah rızası için yapılandır. Karşılık
beklenirse alışveriş olur. (İyilik et, at denize, balık bilmezse Hâlık
bilir) demişler. Yani (Balık için değil, Allah rızası için yap!)
demektir. Güzel ahlak sahibi olan iyilik eder. Bir hadis-i şerif:
(Güzel ahlak, gelmeyene gitmek, vermeyene vermek, zulmedeni affetmektir.) [Hâkim]
(Enayilik olur) sözü yanlıştır. İyilik etmekten geri kalmamalı. Asıl enayilik,
iyilikten kaçmak ve böylece âhiretteki büyük nimetlerden mahrum kalmaktır.
Dinimizin emrine uymalı, fedakâr olmalı, gelmeyen Müslümana gitmeli, kötülük
edene iyilik etmeli, vermeyene vermeli. Bir hadis-i şerif:
(Veren el, alan elden üstündür.) [Buhârî]
Hep veren el olmaya çalışmalı. İyi insan, sadece başkalarına sıkıntı vermeyen
değil, başkalarından gelen sıkıntılara da katlanandır. İyi komşu da böyledir.
Hakiki Müslüman, kendi rahatını, arkadaşının rahatı için terk eder, başkalarının
enayi demesine aldırış etmez, hep fedakâr olur. Deniyor ki: Taşlı yolda, yayan
gelsin, / Hak yola baş koyan gelsin! / Rahatını düşünmeyen, / Tatlı cana kıyan
gelsin!
Menfaat karşılığında iyilik yapmak
Sual: Başkasının sevgisine kavuşmak ve onların kendisini övmelerine sebep olmak
için, onlara iyilik yapmak, gösteriş yapmak mı olur?
Cevap: Başkalarının sevgisine ve övmelerine kavuşmak için, dünya
işleri ile, onlara iyilik yapmak, riya yani gösteriş olur. İbadet ile olan riya
bundan daha fenadır, kötüdür. Allahü teâlânın rızasını hiç düşünmeden yapılan
riya ise, hepsinden daha fenadır, kötüdür. İbadet yaparak Allahü teâlâdan dünya
menfaatlerini istemek, riya olmaz. Mesela yağmur duasına çıkmak, istihâre
yapmak, böyledir. Ücret ile imamlık, hatiplik, muallimlik yapmak, sıkıntıdan,
hastalıktan ve fakirlikten kurtulmak için ayet-i kerimeler okumak da, böyledir
denildi. Bunlarda hem ibadet, hem de menfaat niyetleri bulunmaktadır. Ticaret
maksadı ile hacca gitmek de böyledir. İbadet niyeti hiç bulunmazsa riya
olurlar. İbadet niyeti çok olursa, sevap hasıl olur. İbadetlerini başkalarına
göstermek, onlara öğretmek ve teşvik etmek niyeti ile olursa, yine riya olmaz
ve çok sevap olur. Ramazan orucunu tutmakta riya olmaz. Allahü teâlânın rızası
için namaza başlayıp, sonradan hasıl olan riyanın zararı olmaz. Riya ile
yapılan farzlar sahih olur, ibadet borcu ödenmiş olur ise de, sevabı olmaz. Et
ihtiyacını karşılamak niyeti ile, kurban kesmek caiz olmaz. Allahü teâlâ için
ve bir insan için birlikte niyet ederek kurban kesmek caiz değildir. Allahü
teâlânın rızası için olmayıp, yalnız hacdan, gazadan gelen için ve gelen emiri,
reisi karşılamak için kesilen hayvan leş olur. Kesmesi ve yemesi haram olur.
Riyadan korkarak ibadeti terk etmek caiz değildir. Allahü teâlânın rızası için
namaza durup, namazı bitirinceye kadar hep dünya işlerini düşünürse, namazı
sahih olur. Şöhrete sebep olacak şekilde giyinmek de riya olur. Din
adamlarının, temiz, kıymetli elbise giymeleri lazımdır. Bunun için, imamların,
cuma ve bayram günleri ziynetli elbise giymeleri sünnettir.
İnsanların geçimlerine yardımcı olmak
Sual: İnsanların terbiyesi ile meşgul olmak, nafakalarını temin etmekte
yardımcı olmak da, sevap mıdır?
Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında, bir
talebesine hitaben buyuruyor ki:
“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı, çok kimsenin
ihtiyaçlarını sağlamasını nasip etmesi, çok kimsenin ona sığınması, bu kul için
pek büyük bir nimettir! Allahü teâlâ, kullarına ıyâlim demiş, çok merhametli
olduğu için, herkesin rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ,
bu ıyâlinden, kullarından birkaçının rızıkları, nafakaları için ve bunların
yetişmeleri, rahat yaşamaları için bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük
ihsan etmiş olur. Bu büyük nimete kavuşup da, bunun için şükretmesini bilen
kimse, çok talihli, pek bahtiyardır. Bunun kıymetini bilip, şükretmek, kendi
sahibinin, Rabbinin ıyâline, kullarına hizmet etmeyi saadet ve şeref bilmek ve
Rabbinin kullarını yetiştirmekle övünmek, akıl icabıdır.”
Sual: “Başkasını kendisine tercih etmek” güzel
huylardandır deniyor. Bu tercih, ibadetler dâhil, her konuda geçerli midir?
Cevap: Bu konuda Eşbâhda deniyor ki:
“Başkasını kendine tercih etmek, isârdır ve güzel huylardandır. İsâr, muhtaç
olduğu bir şeyi almayıp, muhtaç olan din kardeşine bırakmak, vermektir. İnsana
lazım olan şeylerde isâr yapılır, ibadetlerde isâr yapılmaz. Mesela,
taharetlenecek kadar suyu, setr-i avret edecek kadar örtüsü olan bir kimse,
bunları kendisi kullanır. Bunları muhtaç olana vermez. Cemaatle namaz kılarken,
birinci saftaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti gelince abdestsiz kimsenin
abdest suyunu başkasına îsâr etmesi, vermesi caiz değildir.”
İnsanların iyisi, faydası çok olanıdır
Sual: İnsanların iyileri, insanlara ve bütün yaratılanlara karşı iyiliği çok
olanlar mıdır?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir
talebesine hitaben yazdığı mektupta buyuruyor ki:
“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı, çok kimsenin
ihtiyaçlarını sağlamasını nasib etmesi, çok kimsenin ona sığınması, bu kul için
pek büyük bir nimettir! Allahü teâlâ, kullarına ıyâlim demiş, çok merhametli
olduğu için, herkesin rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ,
bu ıyâlinden birkaçının rızıkları, nafakaları için ve bunların yetişmeleri,
rahat yaşamaları için bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük ihsan etmiş
olur. Bu büyük nimete kavuşup da, bunun için şükretmesini bilen kimse, çok
talihli, pek bahtiyardır. Bunun kıymetini bilip, şükretmek, kendi sahibinin,
Rabbinin ıyâline hizmet etmeyi saadet ve şeref bilmek ve Rabbinin kullarını
yetiştirmekle öğünmek, akıl icabıdır.”
Mal, Allahü teâlânın verdiği bir nimettir. Dünya ve ahiret,
mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihad sevabı mal ile kazanılır.
Başkasına muhtaç olmaktan insanı koruyan maldır. Sadaka vermek, fakirlere
yardım etmek, mescitler, mektepler, hastahaneler, çeşmeler, köprüler yaparak,
insanlara hizmet mal ile olur. Dinimiz;
(İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır) buyuruyor.
İnsanlara yardım etmek için çalışıp para kazanmak, nafile
ibadet etmekten daha çok sevaptır. Abdullah ibni Mes'ûd hazretlerinin haber
verdiği hadîs-i şerifte;
(İki şeyden birine kavuşan insana gıpta etmek, buna imrenmek yerinde olur.
Allahü teâlâ bir kimseye İslâm ilimlerini ihsan eder. Bu da, her hareketini,
bilgisine uygun yapar. İkincisi, Allahü teâlâ, birine çok mal verir. Bu kimse
de malını, Allahü teâlânın razı olduğu, beğendiği yerlere harceder) buyuruldu.
İhtiyaçlarını karşılamak, fakirlere yardım etmek, fasıklara
muhtaç olmamak, Müslümanlara hizmet etmek, İslâm ilimlerini yaymak ve bunları
yapanlara yardım etmek için lazım olan parayı, malı kazanmak, çok sevaptır.
Birbirlerine yardımcı olan insanlar arasında çekişme olmadığı kitaplarda
yazılıdır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Bir kimse, din kardeşine yardımcı oldukça, Allahü teâlâ da ona yardımcı
olur.)