İslamiyet’in hedefi
İslamiyet’in hedefi
Sual: (İslamiyet’in hedefi
kâfirleri Müslüman etmek değildir. Müslümanlığı yaymak için cihat etmek
İslâmiyet'e aykırıdır) deniyor. Kâfirlerin Müslüman olması için emr-i
maruf ve nehy-i münker yapmak, İslâmiyet'i yaymak cihad değil midir? Emr-i
marufa, İslâmiyet'in yayılmasına karşı çıkmak caiz olur mu?
CEVAP
Elbette caiz olmaz. Emr-i maruf gücü yetenlere, imkânı olanlara farzdır.
Onun için farz-ı kifayedir. Birkaç hadis-i şerif:
(İmkânı varken, emr-i maruf ve nehy-i münker yapmayan bizden
değildir.) [Tirmizî]
(Emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken ölen şehittir.) [İbni
Asakir]
(Emr-i maruf ve nehy-i münker yapan, Allah’ın ve Resulünün
halifesidir.) [Deylemî]
Hazret-i Ebu Bekir, (Yâ Resulallah, savaştan başka cihad yolu var mı?) diye
sordu. Resul-i Ekrem, (Evet vardır. Emr-i maruf ve nehy-i münker
yapmaktır) buyurdu. (Tibyan)
Emr-i marufu emreden iki âyet-i kerime meali:
(İçinizde, hayra çağıran, marufu emreden ve münkeri nehy eden bir topluluk
bulunsun. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Âl-i İmran 104]
(Oğlum, namazı doğru kıl, emr-i maruf ve nehy-i münker yap! Bunları yaparken
gelecek sıkıntılara katlan, çünkü bunlar, azmi gerektiren [kesin farz
olan] işlerdendir.) [Lokman 17]
Dinimizin hedefi İslamiyet’in her yere yayılmasıdır. Birkaç âyet-i kerime
meali:
(Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve âhiret gününe inanmayan,
Allah’ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini [İslamiyet’i] din
edinmeyenlerle, zelil bir hâlde kendi elleriyle [boyun eğerek] cizye
verinceye kadar savaşın!) [Tevbe 29] (Savaşı, fertler değil, İslam
devleti yapar. Savaş, Müslüman olmayanlarla, Müslümanlığın yayılması için
yapılıyor. Bu âyet nasıl inkâr edilir?)
(Fitne tamamen yok oluncaya ve Allah'ın dini tatbik edilinceye kadar onlarla
savaşın!) [Bekara 193] (Fitne, dine uygun olmayan her şeydir. Demek
ki, İslam devleti, Allah'ın dinine uyulması için savaşıyor.)
(Fitne kalmayıp, yalnız Allah’ın dini kalana kadar onlarla savaşın.) [Enfal
39]
(İman edenler Allah yolunda savaşır, inanmayanlarsa tağut [şeytan] yolunda
savaşırlar. O hâlde şeytanın evliyasına [dostlarına] karşı
savaşın!) [Nisa 76]
(Yakınınızda bulunan inkârcılarla savaşın; sizi kendilerine karşı sert
bulsunlar.) [Tevbe 123]
İmam-ı Muhammed hazretleri de buyuruyor ki: Cihad emri şöyle geldi:
Önce, İslamiyet’in başlangıcında müşriklerle karşılaşmamak ve onlara yumuşak
davranmak emredildi.
İkinci emir geldi. (Kâfirlere yumuşak ve güzel sözlerle İslamiyet’i
bildir!) denildi.
Üçüncü emir geldi. İhtiyaç hâlinde savaşmaya izin verildi.
Dördüncü emir geldi. (Kâfirler size eziyet verirse, onlarla
savaşın!) denildi.
Beşinci emir geldi. Medine’de İslam devleti teşekkül edince, (Haram
olan dört ayın haricinde her zaman savaşabilirsiniz) dendi.
Altıncı emir geldi. (İslam devleti, düşmanlık yapan kâfirlerle her
zaman savaşabilir) dendi. Böylece, cihad etmek, farz-ı kifâye
oldu. (Siyer-i kebir)
Demek ki İslâmiyet'in hedefi, dinimizin emrettiği şekilde Müslümanlığı her yere
yaymaya çalışmaktır.