Dağda, çölde, mağarada, ormanda veya ıssız bir adada kalıp din, peygamber diye bir şey işitmemiş kimse, akılla Allah’ın varlığını bulursa veya bulamazsa, hükmü nedir?
İslamiyet’ten haberi olmayanlar
CEVAP
Denilen yerlerin birinde yaşayıp da, dinden haberi olmayanlar, imanlı
olmadıkları için Cennete girmezler. Allah’ı, Cenneti, Cehennemi duymadığı ve
inkâr etmediği için Cehenneme de girmezler. Dirildikten ve hesaptan sonra,
bütün hayvanlar gibi, bunlar da yok edilir, bir yerde sonsuz kalmazlar. (Mektubat-ı
Rabbanî, Feraid-ül fevaid)
Dağda, çölde yaşayıp da Peygamberleri işitmemiş olana Şahik-ul-cebel denir.
Bunlar mazurdur. Peygamberlere inanmaları emredilmedi. (İsbat-ün-nübüvve)
Peygamberi işitmeyen kimse, Allahü teâlânın var ve bir olduğunu düşünüp,
yalnız buna iman eder ve Peygamberi işitmeden ölürse, Cennete girer. (H.L.O.
İman)
Buhara âlimleri, İmam-ı Eşari’nin bildirdiği gibi, (Peygamber
gönderilmeden, tebliğ yapılmadan önce teklif yapılmaz) dediler. Tercih edilen
kavil de budur. Bu âlimler, (Yerleri ve gökleri ve kendini gören, aklı başında
bir kimsenin Allahü teâlânın varlığını anlamaması özür olmaz) sözünden maksat,
Peygamberlerin sözlerini işittikten sonra, anlamaması özür olmaz demektir,
dediler. (Redd-ül-muhtar)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Akılla Allahü teâlânın varlığını, birliğini bilmek gerektiğini söyleyen âlimler
olmuştur. Allahü teâlâ, aklı, hakkı batıldan ayırmak için yaratmışsa da, hak
yol bildirilmedikçe akıl, bunu yalnız başına bulamaz. Peygamberleri duymamış
kimse, ahirette kabahati kadar mahşer yerinde azap görür, herkesin hakkı
verildikten sonra, bütün hayvanlar gibi yok edilir. (1/259)
Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Biz, bir resul göndermeden [dini tebliğ etmeden] önce azap
etmeyiz.) [İsra 15]
Müslümanlığı duymayanlar
Sual: Müslümanlığı hiç duymayanlar cehenneme girecekler mi?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretlerinin bir oğlu, babasına şöyle bir soru
soruyor:
(Dağda yetişip, hiçbir din duymayıp, puta tapan müşrikler, Cehennem’de sonsuz
kalmazsa, Cennet’e girmesi gerekir. Bu da olamaz, çünkü müşriklere Cennet
haramdır, yani yasaktır. Âhirette Cennet ile Cehennem’den başka yer de
yoktur. Araf’ta kalanlar, bir müddet sonra Cennet’e gidecektir.
Sonsuz kalınacak yer, Cennet veya Cehennem’dir. Bunların yeri neresidir?)
İmam-ı Rabbani hazretleri şöyle cevap veriyor:
Kıymetli yavrum, bu suali hâlletmek için, (Kıyamette, Peygamber
efendimiz, bunları dine davet eder. Kabul eden Cennet’e, etmeyen Cehennem’e
sokulur) diyenlerin sözü, bu fakire iyi gelmiyor, çünkü âhiret,
mükâfat yeridir, hesap yeridir. Emir yeri, iş yeri değildir ki, oraya peygamber
gönderilsin. Çok zaman sonra, Allahü teâlâ merhamet ederek, bu meselenin
hâllini ihsan eyledi. Şöyle bildirdi ki, bu müşrikler, Cennet’e de, Cehennem’e
de girmeyecek, âhirette dirildikten sonra, hesaba çekilip, kabahatleri kadar
mahşer yerinde azap çekeceklerdir. Herkesin hakkı verildikten sonra, bütün
hayvanlar gibi, bunlar da yok edileceklerdir. Herkesin aklı, birçok dünya
işlerinde bile şaşırıp yanılırken, iyiliği, merhameti sonsuz olan sahibimizin,
peygamberleriyle haber vermeden, yalnız akılları ile bulamadıkları için,
kullarını sonsuz olarak ateşte yakacağını söylemek, bu fakire ağır geliyor.
Böyle kimselerin sonsuz olarak Cennet’te kalacaklarını söylemek, nasıl çok
yersizse, sonsuz azap çekeceklerini söylemek de, öyle yersiz oluyor. O hâlde,
cevabın doğrusu, bize bildirilendir. Yani mahşer günü, hesapları görüldükten
sonra yok edileceklerdir. (1/259)