Hangi güzel yüz ki, toprak olmadı!..
01/01/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Dâvûd-i Tâî, şarkıcı
bir kadından "Hangi güzel yüz ki, toprak olmadı/Hangi güzel göz ki,
yere akmadı" sözlerini duyar. Ve...
Dâvûd-i Tâî
hazretleri, İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin ileri gelen
talebelerindendir. Künyesi Ebû Süleyman, ismi Dâvûd bin Nâsır-i Kûfî’dir.
Horasanlıdır. Habîb-i Acemî’nin halîfesi idi. Haramlardan, şüphelilerden,
mubahların fazlasından sakınan, pek çok ilimlere sahip bir mübarek zât idi...
İmâm-ı a’zam’ın yirmi
sene derslerine devam eden Dâvûd-i Tâî hazretleri, fıkıh ilminde
talebeleri içinde en önde gelenler arasına girdi.
Kendisine
"Efendim, bu mertebeye, bu makamlara nasıl ulaştınız" diye sual ettiklerinde
şu cevabı verdi:
"Bir sokaktan
geçerken şarkıcı bir kadından şu sözleri duydum:
Hangi güzel yüz ki,
toprak olmadı,
Hangi güzel göz ki, yere akmadı.
Bu sözler bana öyle
tesir etti ki o gün tövbe ettim. Bu beyti düşündükçe şuurum altüst
oldu..."
Hayatının bundan
sonraki safhası şöyle anlatılır:
Dâvûd-i
Tâî kendinden geçmiş bir hâlde oradan ayrılarak zamanının en büyük âlimi
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin huzuruna geldi, İmâm-ı a’zam yüz renginin
değiştiğini görünce sebebini sordu. Dâvûd-i Tâî; “Dünyâdan soğudum. Bende
meydana gelen bu hâli, anlatamayacak hâldeyim. Bu hâlin ne olduğunu okuduğum
kitaplarda bulamıyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?” dedi.
İmâm'ın gösterdiği
yolda, dünyâya düşkünlüğü tamamen terk edip, dînin emir ve yasaklarına uymada,
haram ve şüphelilerden kaçmada örnek olacak şekilde ilerledi...
Dâvûd-i Tâî, daha
sonraları Habîb-i Acemî hazretleriyle tanıştı. Ondan feyiz alarak kemâle geldi,
olgunlaştı. İnzivaya (yalnızlığa) çekilerek insanların arasına karışmadan
yaşamaya karar verdi. Halktan tamâmıyla alâkasını kesti... Bir gün
kendisine “İnsanların arasına, niçin karışmıyorsun?” dediler. “Kiminle
konuşayım? Ekserî kimseler, dînî bir mevzuda konuşmuyor, emir ve yasaklardan
anlatmıyorlar, yaptığım hatâ ve kusurlarımı yüzüme karşı söylemiyorlar, aksine
hatâlarımı fazîletmiş gibi gösteriyorlar. Böyle insanların bana fayda yerine
zararı oluyor, onlarla niçin oturayım” diye cevap verdi...
Bu mübarek zatın
Bağdâd’da vefat ettiği (m. 781 (h. 165) gece; “Ey insanlar! Dâvûd, Allahü
teâlânın rahmetine kavuşmuştur. Allahü teâlâ ondan razı olmuştur” diye semadan
bir ses geldi...
Vefat haberi Bağdâd’da çabuk duyuldu. Cenazesini taşımakla şereflenmek için binlerce insan toplandı. Kabrin başında İbn-i Semmâk hazretleri; “Ey Dâvûd! Kendini, kabir zindanına konmadan önce dünyâda hapsettin. Hesap günün gelmeden önce sen kendini hesaba çektin. Bugün Allahü teâlânın rahmetine ve Rıdvânına kavuşursun” dedi. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin. Âmin...