İslamiyet, kıyâmete kadar bâkîdir...
01/02/2021 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Muhammed aleyhisselam, insanlara ve cinne gönderilmiş hak
peygamberdir.
Karaçelebizade Abdülaziz Efendi 42. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1000 (m.
1592)’de Bursa'da doğdu. Burada medrese tahsilinden sonra İstanbul’a giderek
ilmini ilerletti. Çeşitli medreselere müderris olarak tayin edildi. Nihayet
Şeyhülislamlık makamına getirildi. 1068'de (m. 1658) vefat etti.
Bir dersinde şöyle anlattı:
Efendimiz Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) insanların
hepsine ve cinne gönderilmiş hak peygamberdir. Dîninin hükmü, kıyâmete değin
bâkîdir. Dîni, evvel gelen ve geçen peygamberlerin bazı hükümlerini
neshetmiştir. Şimdi eski dinlerle amel etmek câiz değildir. Hâtem-ül-Enbiyâdır.
Ondan sonra hiç Peygamber gelmeyecektir. Şefaati, kebâir ve sagâir ehlinin
cümlesine şâmildir.
Dünyaya gelince sünnet olmuş görüldü. Teri, misk gibi kokardı. Mübârek
bedeni beyaz ve nûrânî idi. Gölgesi, aslâ yere düşmezdi. Önündekileri gördüğü
gibi, ardındakileri dahî görürdü. Mübârek ayağı kuma bassa, iz olmaz ve taşa
bassa, iz olurdu. Mübârek bedenine, ezâ veren hayvanlardan hiçbiri konmazdı.
Her nereye gitmek murâd eylese, Onun nûr-i pâki, kendinden evvel varır idi. Her
kimin yanında dursa, mübârek boyu, dört parmak kadar yüksek görünür idi...
Peygamber olduğu bildirilmeden önce sefer ve seyâhatlerinde, bir ak bulut
hiçbir zaman üzerinden eksik olmamıştır. Salât-ı evvâbîn ve kuşluk ve teheccüd
namazları, kendisine vâcib idi. Bize sünnet oldu.
Teyemmüm ile namaz kılmak, ancak, Onun dînine mahsûstur. Uyusa, abdesti
bozulmazdı. Zîrâ Peygamberlerin gözleri uyur, kalpleri uyumaz. Doğduğu zaman,
secde etti. Onun vücûd-i pâki dünyaya gelmezden evvel, şeytanlar göklere
çıkarlardı. Vücûd-i pâki, dünyaya geldikten sonra, şeyâtîn göklere çıkamaz
oldu...
Hazreti Âdem'e kadar bütün babaları mümin ve iyi insanlar idi. Mübârek
nûru, hepsinin alnında parlıyordu. Bunun içindir ki, kâfir olan Âzer, Hazreti
İbrâhîm'in babası değildi. Üvey babası ve amcası idi.
Resûlullahın dedeleri, Hazret-i İbrâhîm’in oğlu İsmâ'îl’e (aleyhimesselâm) müntehîdir. (Muhammed bin Abdüllah bin Abdilmuttalib bin Hâşim bin Abdi Menaf bin Kuseyy bin Kilâb bin Mürre bin Ka'b bin Lüveyyi bin Gâlib bin Fihr bin Mâlik bin Nadr bin Kinâne bin Huzeyme bin Müdrike bin İlyâs bin Mudar bin Nizâr bin Me'add bin Adnân)dır. Bundan yukarısı, ihtilâflıdır. Benî Hâşim’den, Kureyş kabîlesindendir.