İlim, cehâletten irfân derecesine ulaştırır...
01/05/2022 Pazar Köşe yazarı V.T
"İlim ve ilim sâhiplerinin
kadri ve kıymeti Allahü teâlânın katında yüksektir..."
Ahıskalı Abdullah Efendi Osmanlı
âlimlerindendir. 1733 (H. 1146) senesinde şimdi Gürcistan'da olan Ahıska’da
dünyâya geldi. Mısır, Şam, Erzurum, sonra Diyarbakır'a giderek ilim tahsil
etti. Tahsîlini tamamladıktan sonra İstanbul'a geldi. Burada talebe yetiştirdi
ve birçok eser yazdı. 1813 (H. 1228) senesinde Üsküdar'da vefât etti. Ahıskalı
Abdullah Efendi sohbetlerinde şöyle buyururdu:
"İlim ve ilim sâhiplerinin kadri ve kıymeti Allahü teâlânın katında
yüksektir. İnsanlar arasında ise şerefi büyüktür. İnsan ve cinlerin tabiatında
olanlara hürmet yerleştirilmiştir. İlim, insanları cehâletten irfân derecesine
ulaştırır. Ebedî saâdete ve devlete kavuşmakta sağlam bir ip, Cehennem'e
düşmekten kurtulmakta güvenilir bir vâsıtadır. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde
meâlen buyuruyor ki: "Allahü teâlâdan kullar içinde ancak âlimler
korkar." (Fâtır sûresi: 28)
Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:
"Melekler ilim tâlibine, ondan râzı oldukları için kanatlarını
gererler."
"Suda balıklara kadar
gökdekiler ve yerdekiler âlim için istiğfar ederler (onun günahlarının
bağışlanmasını isterler)."
"Alimin
âbide üstünlüğü, Ay'ın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir."
Fıkıh âlimi Ebü'l-Leys Semerkandî hazretleri buyurdu ki: "Âlimle berâber
oturup, onun anlattıklarından bir şey hâtırında tutamayan kimse için böyle
olmasına rağmen yedi fayda vardır: 1. İlim öğrenenlerin fazîletine kavuşur. 2.
Âlimin meclisinde bulunduğu müddetçe günahlardan korunmuş olur. 3. Evinden ilim
öğrenmek için çıktığı zaman üzerine rahmet iner. 4. İlim meclisine
oturduğunda meclise inen rahmetten o da nasibini alır. 5. Orada anlatılanları
dinledikçe, kendisine sevap yazılır. 6. Dersi dinler de anlayamadığı zaman
üzülür, gamlanır, kalbi kırık olur. Bu hâli Allahü teâlânın hadîs-i kutsîde;
(Ben, benim için kalbi kırık olanların yanındayım) buyurduklarından
olmasına vesîle olur. 7. Âlimin üstün, fâsıkın, günâh işleyenlerin aşağı
tutulduğunu görüp kalbini fısktan, günâh ve kötü şeylerden çevirir. Bunun
içindir ki, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz sâlihlerle, iyi
kimselerle berâber olmayı emretmiştir."
"İnsan niyetini düzeltemese de, ilim öğrenmek, terk etmekten daha
fazîletlidir. Çünkü ilim öğrenince, o ilmin onun niyetini düzeltmesi umulur.
Mücâhid rahmetullahi aleyh buyurdu ki: Biz ilim öğrenirken niyetimiz tam
olarak düzgün değildi. Sonra Allahü teâlâ bize niyetimizi düzeltmeyi nasîb
etti."