"Senden ziyâfet bekliyoruz!"

01/06/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Konya’da dünyâya gelen Seyyid Ebül Vefâ hazretleri, Buhâra'da tahsîlini bitirip geri dönüyordu. Arkadaşları dedi ki;

 

“Bize ziyâfet vermelisin.”

 

“Niçin?”

 

“Çünkü tahsîlini mükemmel yapıp bitirdin. Bunun şerefine bizi memnun etmen lâzım.”

 

Cevap verdi ki:

 

“Memnûniyetle ama biliyorsunuz ben fakîrim. Size ziyâfet verecek kadar param yok.”

 

Arkadaşları diretti:

 

“Biz anlamayız, ne yapıp edip bunu yapmalısın” dediler.

 

İyi de, nasıl yapacaktı?

 

Düşündü, taşındı...

 

Buhâra melikine gidip; “Sultânım! Ben, evlâd-ı Resûl’denim. Tahsîlimi bitirince arkadaşlarım benden yemek ziyâfeti istediler. Bu hususta bana yardım ederseniz çok sevinirim” dedi.

 

Ancak melik;

 

“Doğru söylediğini nereden bileyim?” dedi.

 

Seyyidin kalbi kırılmıştı.

 

Bu hâliyle çıktı oradan.

 

Melik, o gece rüyâ gördü. Kıyâmet kopmuş, harâretten yanıyordu ki, Resûlullah Efendimizin, ümmetine “su” dağıttığını gördü.

 

Huzûruna varıp;

 

“Yâ Resûlallah! Ben de senin ümmetindenim. Bana da su ver” dedi.

 

Efendimiz aldırmadı.

 

Ve hiç oralı olmayıp;

 

“Doğru söylediğini nereden bileyim?” buyurdu.

 

O anda uyandı melik.

 

Fırlayıp koştu dışarı.

 

Ebül Vefâ hazretlerini bulup “Beni affet” dedi ve ona kırk deve yükü mal verdi. O da hepsini fakîrlere dağıttı.