Öfke, tutuşturulmuş bir ateş gibidir!..
01/07/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Seyyid Nûreddîn Efendi İstanbul'da yetişen evliyânın
büyüklerindendir. 1652 (H.1062) senesi İstanbul'da doğdu. Zamânın büyük
velîlerinden olan Şeyh İbrâhim Nakşî Sünbülî hazretlerinin terbiyesinde
yetişti. Yirmi yedi yaşında hocasından aldığı maddî ve mânevî ilimleri
tamamlayarak hilâfet makâmına yükseldi. Hocasının vefâtı üzerine Sünbül Efendi
Dergâhının şeyhi oldu. Bu dergâhda altmış dokuz sene talebe yetiştirdi. 1747
(H.1160) senesinde İstanbul'da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Öfke anındaki yumuşaklık (hilm), zâlimlerin gazâbından korur.”
“Olgunluk üç şeyde gereklidir: Musibetlere sabır, isteklerde
iktisâd ve isteyene vermektir.”
“Yumuşaklık, durulmayı çabuk sağlar ve zor olan şeyleri
kolaylaştırır.”
“Âlim, câhili hemen tanır, çünkü daha önce o da câhildi. Câhil
âlimi tanımaz, çünkü daha önce âlim değildi.”
“Muvaffakiyet ve başarısızlık, nefs ile mücâdele etmektedirler.
Hangisi gâlip gelirse, ona hâkim olur (tesîri altına alır).”
“Mümin, dâima günahlardan kaçınır, belâdan korkar ve Rabbinin
rahmetini talep eder.”
“Akıl ve ilim, biribirinden ayrılmayan ve zıt olmayan iki
kardeş gibidir.”
“Îmân ve hayâ, diğerinden kopmayan bir bütündür.”
“Îmân bir ağaç gibi olup, kökü yakîn, dalı takvâ, nûru hayâ,
meyvesi cömertliktir.”
“Öfke, tutuşturulmuş bir ateş gibidir. Her kim ki öfkesine hâkim
olursa, onu söndürür ve her kim onu salıverirse, ilk yanan kendisi olur.”
“Ârif, kendini bilen, nefsini Allahtan uzaklaştıracak her şeyden
temizleyendir.”
“Şehvet, bukağılı, sağlam demir zincirdir, bunun en iyi ilâcı
sabırlı olmaktır.”
“Ahmaklık, dermanı bulunmayan bir dert, şifâsı olmayan bir
hastalıktır.”
“Allah için kardeş olanların sevgisi, sebebi dâim olduğu için
devam eder. Dünyâ için kardeş olanların sevgisi, sebebi devam etmediği için
kısa sürer, bir ân gelir son bulur.”
“Akıllı kimse; bugünü, dünkü gününden hayırlı olandır. Şaki;
hâline aldanan, emellerinin aldatmasına kanandır. Leîm (alçak) değerinin
üzerine çıkınca, eski hâlini inkâr edendir.”
“Allaha yaklaşmak, O’ndan istemekle, âhırete yaklaşmak dünyâyı
terk etmekle, dünyânın fânî olduğunu, sen onunla kalsan bile, onun sana
kalmayacağını bilmekle olur.”
“Dünyâ, itaat göstermeye değmeyecek kadar küçük ve hakîrdir.”