Hâbil’in kabul olan kurbanı ve Kâbil...
01/08/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Hâbil ve Kâbil, Âdem aleyhisselâmın oğullarıdır. Bir gün ikisi
arasında büyük bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen
anlaşmazlığa son vermiyordu!..
Bugün Kurban Bayramı'nın ikinci gününü idrak ediyoruz… Böyle bir günde
size Âdem aleyhisselâmın oğulları Hâbil ve Kâbil'in adak kurbanından
bahsetmek istedim; çünkü gerçekten ibretlik bir hadise...
Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Hayra delalet eden [yol
gösteren, sebep olan, önderlik eden] o hayrı yapan gibi sevaba kavuşur. İyi bir
çığır açana, onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar
sevap yazılır. Kötü bir çığır açana da, onun günahı ve kıyamete kadar onu
işleyenlerin günahı kadar günah yazılır."
Hâbil ve Kâbil, ilk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselâmın
oğullarıdır. Bir arada büyüdüler. Ancak, bir gün ikisi arasında büyük
bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen anlaşmazlığa son
vermiyordu. Babaları nasihat etti ise de Kâbil iknâ olmadı. Bunun üzerine
Hazreti Âdem; “Mâdem bu ihtilâfa son vermiyorsunuz, Allahü teâlâ her şeyi
en iyi bilendir. Bu işi halletmek üzere her biriniz Allah için
birer kurban adasın” dedi... Babalarının bu sözünü kabul ettiler.
Hâbil’in mesleği çobanlıktı. Koyunların arasından en iyisini
alıp getirdi. Kâbil ise çiftçilik yapmaktaydı. Biçtiği buğdayların
arasından en cılızlarını, kötülerini ayırıp bir demet getirdi. Böylece her
ikisi de kendi adaklarını bir tepenin üzerine koydular. Âdem aleyhisselâm duâ
etti. Gökten bir parça ateş düştü ve Hâbil’in koyununu bir iz bırakacak
kadar yaktı. O zamanki şeriate göre ilâhî bir hikmetle Allahü teâlâ
kabul buyurduğu kurban üzerine bir ateş gönderir ateş onu yakıp yok
ederdi. Kabul olmayan kurban ise olduğu gibi kalırdı. Böylece Hâbil’in haklı
olduğu anlaşıldı. Fakat Kâbil’in niyeti temiz olmadığından bu anlaşmayı
kabul etmedi. İşi daha da ileriye götürerek Hâbil’i
öldürmekle tehdit etti. Hâbil; “Bana elini kaldırırsan, sana
karşılık vermeyeceğim. Böyle bir şey yaparsan, yerin Cehennem olur” dedi.
Kâbil kininden vazgeçmedi. Bir gün ıssız bir yerde Hâbil’in başına
vurarak öldürdü. Hâbil’in cesedini ne yapacağını düşünüyordu. Etrafına
bakınırken bir karganın bir kargayı öldürdüğünü ve leşini toprakla kapattığını
gördü. O da Hâbil’in cesedini toprağa gömdü ve oradan ayrıldı.
Fakat huzuru kaçtı. Çok kötü bir iş yaptığından ve büyük bir günâh
işlediğinden dolayı çok bedbahttı...
Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" Kâbil hakkında “Zulüm ile öldürülen her insanın kanından (günâhından) hazreti Âdem’in birinci oğlu Kâbil’e bir pay ayrılır. Çünkü cinâyeti âdet edenlerin önderi oldu” buyurdu.