Eğitimin gâyesi nedir?...
01/08/2023 Salı Köşe yazarı R.A
Bizim mukaddes dînimiz, şanlı
târihimiz, yüksek kültür ve medeniyetimizde; kıymetli örf, âdet ve
an’anelerimizde eğitimden maksat "iyi insan", orijinal
ismiyle söylemek gerekirse "insân-ı kâmil" meydâna
getirmektir.
Evet,
eğitimde işin esâsı, hem kendisine, hem âilesine faydalı, hem de milletine,
vatanına ve devletine yararlı unsurlar meydâna getirmektir. İşte târih boyunca
millî eğitimimizdeki ana hedef bu olmuştur.
Ferdin fıtratında olan, doğuştan getirdiklerine “Tabîat”, sonradan
kazandıklarına “Kültür” diyecek
olursak, “Terbiye”yi vecîz bir ifâdeyle; “yeni
nesillere, doğuştan getirdikleri kapasitelerini inkişâf ettirme, geliştirme ve
onlara terakkî eden, ilerleyen insanlık kültürünü de aktarma faâliyetidir” diyebiliriz.
İslâm
dîninde, çocuk ve genç terbiyesinden, eğitiminden
maksat, çocukların ve gençlerin, Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların
beğendiği, âilesine, cemiyetine, milletine, vatanına, devletine ve insanlığa
faydalı birer insan olarak yetiştirilmesidir. Bunların
tahakkuku için, çocuklar ve gençler, çeşitli güzel vasıflarla
donatılmalıdırlar.
Aslında “Pedagoji”, yâni çocuk ve
gençlerin terbiye edilmeleri, eğitilmeleri İslâm dîninde çok
kıymetli bir ilimdir. “Terbiye=eğitim verme”, çocuğun
iyi yetenek (kâbiliyet, istidât) ve eğilimlerini geliştirme ve kötülerini silme
işine denmektedir. Eğitim, sistemli olarak çocuğu etkileme
ve iyi alışkanlıklar vermekle mümkündür. Etkileme ve iyi alışkanlıkların verilmesine
ne kadar erken başlanırsa, sonuç o kadar mükemmel olur.
Peygamberler
ve onların vârisleri olan İslâm âlimleri ve Evliyâ-yı kirâm, hep
gıdâ gibi, bütün insanlara lâzım olan iyi fertler, âileler ve cemiyetler teşkîl
etmek için uğraşmışlardır.
Demek ki,
terbiyenin, eğitimin gâyesi, iyi bir insan yetiştirmek ve bu insanı cemiyete
faydalı hâle getirmektir.
Çocuklara ve gençlere ne kadar hizmet versek azdır. Zira
azîz vatanımız, asîl milletimiz ve ebed-müddet devletimiz, sağlam bir şekilde
onların omuzlarında yükselecektir.
Burada, hemen İmâm-ı Gazâlî'nin (rahmetullahi aleyh) kıymetli
bir sözünü hâtırlıyoruz; buyuruyor ki:
"İnsanlar
üç gruptur: Birinci grup, gıdâ gibidirler; herkese her zaman lâzımdırlar [Meselâ
ekmek ve su herkese her zaman lâzım olurlar]. İkinci grup, devâ (ilâç) gibidirler;
bazı insanlara bazen lâzım olurlar [Bugün insanlarımız,
çeşit çeşit ilaçlar kullanmaktadırlar]. Üçüncü grup ise, illet (maraz,
derd, hastalık) gibidirler; herkes onlardan kaçar, ama onlar,
insanlara bulaşırlar."
İnsanların, birinci gruptan olmaları, ya’nî herkese lâzım olan
gıdâ gibi olmaları esâstır. İşte, bizim târih ve medeniyetimiz
boyunca, eğitimimizin ana hedefi, böyle gıdâ gibi insanlar yetiştirme gayreti
olmuştur.
Burada şunu ifâde edelim ki, geleceğimizin te’mînâtı olan
çocuklarımızı ve gençlerimizi, millî, ma’nevî ve kültürel
değerlere uygun olarak yetiştirmek, anne-baba, dede-nene, eğitimci, resmî,
askerî ve sivil kuruluşlar, medya ve topyekûn toplum olarak hepimizin
görevidir.