Ölümden bahsediyorlarsa
01/08/2024 Perşembe Köşe yazarı A.U
Behâeddîn-i Buhârî hazretleri şöyle anlatıyor:
Tasavvufa
girdiğim ilk günlerde sohbet eden iki mümin görseydim, dinlerdim onları.
Ahiretten,
ölümden bahsediyorlarsa ferahlardım.
Dünyalık
konuşurlarsa beğenmez, terk ederdim o yeri.
Bir
gün kumarhaneye düştü yolum.
İki
kişi, kendilerinden geçmiş hâlde kumar oynuyorlardı...
Onları
takip ettim.
Birisi
hep kaybediyordu.
Yine
de vazgeçmiyordu.
Bütün
parasını kaybetti.
Sonra
diğer dünyalıklarını koydu ortaya. Onları da kaybetti.
Dünyalık
bir şeyi kalmadı.
Yine
de devam ediyordu.
Onun
hâli, bana ibret oldu.
Kendi
kendime;
“Demek
ki, insan; haram şey olsa bile hırsla devam edebiliyor. Öyle ise ben de hak
yolda böyle gayret edeyim” dedim.
Nefsimi
ezmek için
daha
çok çalıştım.
Zira
nefse muhalefetle bu yolda ilerleneceğini biliyordum. Bu yolda ne edindimse
nefsimle mücadeleyle edindim.
Ve
iyi anladım ki:
nefsi
ayaklar altına almadıkça bu yolda ilerlenmez.
Ve
iyi anladım ki:
Bu
nefsi en ziyade tahrip eden şey, İslam’a sarılmaktır.
Haramı
yapmayıp farzı yapmak, nefsi çok tahrip eder.
Ve
her işinde sünnete uymak, bir yıllık riyazetten iyidir.
Velhâsıl şu kâinatta ne varsa hepsinden bir fayda gördüm. Ama
nefsimden asla.