"Allah'ı unutturan şeyleri terk et!.."
01/09/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Dünyâyı seven,
âhiretine zarar eder, âhiretini seven, dünyâsını zararlandırır."
Sâlih bin Ahmed bin
Hanbel, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin oğlu ve önde gelen talebesidir. 203 (m.
818)’de Bağdat’ta doğdu. Başta babası Ahmed bin Hanbel olmak üzere büyük
âlimlerden ders aldı. Kadı olarak bulunduğu İsfahan’da 266’da (m. 880) vefat
etti. “Sîretü’l-İmâm Ahmed bin Hanbel” isimli eserinde babasını anlatır. Bu
kitabında şöyle yazmaktadır:
Pederim ve üstadım
Ahmed bin Hanbel hazretlerinin rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları
şunlardır:
“İki kişi birbiriyle
sevişir de sonra araları açılırsa, bu ancak birisinin işlediği bir günah
sebebiyle olur.”
“Bize en sevimli ve
âhirette en yakın olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır. En sevimsiz ve en uzak
olanınız da, çok konuşup, hezeyan eden, ağzını yayarak konuşan, konuşmasında
kendisini öven ve lüzumsuz sözler söyleyen kibirlilerdir.”
“Îmânın en sağlam
kulpu, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.”
“Kim bir musîbetle
karşılaşır ve Allahın emrettiği gibi (İnnâ lillah ve innâ ileyhi
râciûn) dedikten sonra, Allahım, bu musîbetle beni mükâfatlandır ve bunun
ardında bulunan hayırlısını bana ver, dese, Allahü teâlâ onun istediği gibi
yapar.”
“Kalbinde hardal
tanesi kadar kibir bulunanı, Allahü teâlâ yüzüstü Cehenneme atar.”
“Dünyâyı seven,
âhiretine zarar eder, âhiretini seven, dünyâsını zararlandırır. Bu böyle
olunca, siz bâkiyi fâni üzerine (âhireti) tercih ediniz.”
“Faziletlerin en
üstünü, sana gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve kötülük edene iyilik
etmendir.”
Ahmed İbni Hanbel’e
sordular: “Her gün sabahtan akşama kadar câmide ibâdet edip, Allahü teâlâ benim
rızkımı nereden olsa gönderir, diyen kimse, nasıl bir adamdır?”
Cevâbında “Bu kimse câhildir. İslâmiyetten haberi yoktur. Çünkü,
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; (Allahü teâlâ
benim rızkımı, süngümün ucuna koymuştur.) Yanî rızkım cihad ile
gelmektedir.”
"İhlâs
nedir?" sorusuna, “Amellerin âfetlerinden kurtulmaktır” buyurdu.
"Tevekkül nedir?" sorusuna, “Rızkın Allahü teâlâdan olduğuna
inanmaktır” cevâbını vermiştir. "Zühd nedir?" sorusuna “Zühd üç
türlüdür; câhilin zühdü, haramları terk etmektir. Âlimlerin zühdü, helâl
olanların fazlasından sakınmaktır. Âriflerin zühdü, Allahü teâlâyı unutturan
şeyleri terk etmektir” buyurmuştur.
“Fütüvvet nedir?" sorusuna; "Korktuğun şey (Cehennem) için, arzu ettiğin şeyi (hevâ ve hevesi) terk etmektir" diye cevap verdi.