Bozuk fırkalar birbirlerini küfürle suçlamışlardır!..
01/09/2022 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Ehl-i sünnet
olanlar, inkâr ve tenakuza düşmezler, onlar hakkı ayakta tutan cemâattir."
Nûreddîn
el-Lahmî hazretleri tefsîr, kırâat ve nahiv âlimidir. 644 (m. 1246)
senesinde Kâhire’de doğdu. 713 (m. 1314) senesinde aynı yerde vefât etti.
Tefsîr ilminde "yed-i tûlâ" sahibi idi. Tefsîr ilmine dâir birçok
şerhleri vardır. Eserlerinde buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet
itikâdında olanlar, birbirlerini kâfir olmakla suçlamazlar. Aralarında
uzaklaşma ve küfürle suçlamayı gerektirecek bir ayrılık yoktur; Onlarda birlik
ve beraberlik vardır. Bunun için cenab-ı Hak onları korur. Ehl-i sünnet
olanlar, inkâr ve tenakuza düşmezler, onlar hakkı ayakta tutan cemâattir. Bozuk
fırkalardan her biri, birbirlerini küfürle suçlamışlar, birbirlerinden
uzaklaşmışlardır. Öyle ki, Kaderiyye, Hâricî ve Râfizî gibi bozuk fırkalardan
yedi kişi bir yerde toplanmışlar, neticede birbirlerini küfürle suçlayarak
ayrılmışlardır. Yahudi ve Hıristiyanlar da aynı duruma düşmüşlerdir. Yahudi ve
Hıristiyanların birbirlerini kâfirlikle suçladıklarını, Kur’ân-ı kerîm haber
veriyor. Âyet-i kerîmede meâlen (Yahudiler: “Hıristiyanlar, din işinde bir
şey üzere değildirler) dediler. Hıristiyanlar da "Yahudiler, din
işinde güvenilir bir şey üzere değildir" dediler…) [Bekâra-113]
Kur’ân-ı kerîmde Nisa
sûresi 82. âyetinde de meâlen “Onlar, hâlâ Kur’ân’ın Allah kelâmı
olduğunu ve manasını düsünmeyecekler mi? Eğer o, Allahtan başkası tarafından,
olsaydı, muhakkak ki içinde birbirini tutmayan birçok söz ve ifadeler
bulurlardı” buyuruldu.
Ehl-i sünnet,
Peygamber efendimizin (aleyhisselâm) Cennetle müjdelediği “Aşere-i
mübeşşere”den birini tekfir eden (küfürle itham eden) herkesin, küfre girdiğini
bildirdiler.
Ehl-i sünnet, sevgili
Peygamberimizin (aleyhisselâm) zevce-i mutahharalarının hepsinin, mutlak îmân
ile öldüklerine inanırlar. Bunlardan biri veya birkaçını tekfir edenin (küfürle
itham edenin) küfre girdiğini bildirdiler.
Ehl-i sünnet, Peygamber efendimizin torunları olan Oniki İmâm “Hazreti Ali bin Ebî Tâlib, Hazreti Hasen, Hazreti Hüseyn, Zeynel’âbidîn, Muhammed Bâkır, Ca’fer-i Sâdık, Mûsâ Kâzım, Ali Rızâ, Muhammed Cevâd Takî, Ali Nakî, Hasen Askerî Zekî ve Muhammed Mehdî ve diğer meşhûr torunlarına (seyyidler ve şerîfler) sevgi ve hürmet göstermişler, onların îmân ile vefât ettiklerini bildirmişlerdir.