Eshâb-ı kiramın mezhebi
01/10/2021 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Eshâb-ı kiramın her
biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezheb imamı idi.
Sual: İngilizlerin
kurduğu Vehhabilik ve onların kitaplarını okuyanlar; “Mezhebler ikinci
asırda meydana çıktı. Eshâb ve Tâbiîn, hangi mezhepte idi?” diye soruyorlar.
Bunlara ne cevap vermelidir?
Cevap: Mezheb imamı
demek, Kur'ân-ı kerim ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din
bilgilerini, Eshâb-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim
demektir. Açıkça bildirilmemiş olan bilgileri de, açık bildirilmiş olanlara
benzeterek meydana çıkarmıştır. Hadîkada buyuruluyor ki:
“Bilinen dört mezheb
imamı zamanında, başka mezheb imamları da vardı. Bunların da mezhebleri vardı.
Fakat, bunların mezheblerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı.”
Eshâb-ı kiramın her
biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezheb imamı idi. Her biri kendi
mezhebinde idi. Hepsi de, mezheb imamlarımızdan daha üstün, daha çok bilgili
idi. Mezhebleri, ictihatları daha doğru, daha kıymetli idi. Fakat, bunların
kitapları olmadığı için, mezhebleri unutuldu. Dört mezhebden başkasına uymak
imkânı kalmadı.
Eshâb-ı kiram hangi
mezhebde idi demek, alay komutanı, hangi bölüktendir yahut, fizik öğretmeni,
okulun hangi sınıfı öğrencisidir demeye benzemektedir ki lüzumsuz, boş bir
sözdür.
Hicretten dörtyüz sene
geçtikten sonra, mutlak ictihâd yapabilecek kadar derin âlim kalmadığı,
kitaplarda yazılıdır. Hadîka kitabındaki hadis-i şerifte, yalancı, sapık din
adamlarının çoğalacakları bildirilmektedir. Bunun için, Ehl-i sünnet olan her
Müslümanın, bilinen dört mezhebden birini seçerek ona uyması lazımdır. Yani, bu
mezhebin fıkıh, ilmihâl kitabını okuyup öğrenmesi, imanını ve bütün işlerini
buna uydurması lazımdır.
Dört mezhebden birine
uymayan kimse, Ehl-i sünnet olamaz. Buna Mezhebsiz ve Zındık denir.
Mezhebsiz kimse, ya yetmişiki bozuk fırkadan birindedir, yahut kâfir olmuştur.
Böyle olduğu, Bahr, Hindiyye, Tahtâvînin Zebâyıh kısmında, İbn-i Abidînde
yazılıdır. El-besâir kitabında Ahmed Sâvî hazretlerinin tefsîrinde, Kehf
sûresinde de böyle yazılıdır.
Sual: Secde-i sehiv,
nasıl ve ne şekilde yapılır?
Cevap: Secde-i sehv yapmak için, bir tarafa selam verdikten sonra, iki secde yapıp oturur ve namazı tamamlar. İki tarafa selam verdikten sonra veya hiç selam vermeden de, secde-i sehv yapmak caizdir.