"Sırf Allah için konuş!.."
02/02/2020 Pazar Köşe yazarı A.U
(Dünden devâm)
Yûsuf bin Hüseyin hazretleri, uykudan uyandığında, her tarafını (aşk-ı ilâhî)
kaplamıştı.
Kendisine verilen işâret üzerine Mısır'a doğru yola çıktı.
Bir an önce Zünnûn-i Mısrî'ye kavuşmak arzusunda idi.
Nihâyet vâsıl oldu.
Ve meclisine oturdu.
Onun sohbetlerine beş sene devam etti.
Beşinci yılın sonu idi.
Hocası onu çağırıp;
"Artık memleketine git ve halka nasîhat et. Ama insanlar için değil,
sırf (Allah için) konuş" buyurdu.
Yûsüf bin Hüseyin;
"Peki hocam" dedi.
Ve memleketi olan Rey şehrine gitti.
Bir meclis kurup, insanlara nasîhat etmeye başladı.
Bir gün meclisine geldi.
Ama kimseyi göremedi.
Mescitte hiç kimse yoktu.
Tam geri dönüp gidecekti ki, (bir kadın) yaklaştı kendisine.
Yaşlı bir hanımdı.
"Dur, gitme!" dedi.
Ve ardından;
"Zünnûn sana; (İnsanlar için değil, Allah için konuş!) dememiş
miydi?" dedi.
Hocasının o sözünü hâtırladı.
Ve kendi kendine;
"Doğru" dedi.
Ve o günden sonra, mecliste kimse olsun veyâ olmasın, emr-i mârufa devam
etti.
Bu hâl elli sene sürdü.
Ve meclisinde, (İbrâhîm-i Havvâs) gibi büyük velîler
yetişti...