Rüyâlara kıymet vermemelidir...
02/02/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Rüyâda ve hayâlde
görülen şeyler de, rüyâ ve hayâldir... Her şey, insan uyanık iken
vardır...
Abdullah bin Hâzır
hazretleri evliyânın büyüklerinden ve hadîs âlimidir. Evliyâullahtan Yûsuf bin
Hüseyin'in dayısı ve Zünnûn-i Mısrî'nin arkadaşıdır. İran'ın Rey şehrinde doğdu
ve hicrî dördüncü asırda orada vefât etti. Bir sohbetinde şöyle anlattı:
Rüyâlara kıymet
vermemelidir. Her şey, insan uyanık iken vardır. Bunları uyanık iken görmeğe
çalışmalıdır. Uyanık iken görülen, bulunan şeylere güvenilir. Bunlar, tabîr
etmek istemez. Rüyâda ve hayâlde görülen şeyler de, rüyâ ve hayâldir.
Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” kendi şeklini ve hele rüyâda
tanıyabilmek çok güç olacağı meydandadır. Bunun için, rüyâlara nasıl
güvenilebilir? Melun şeytan düşmanlığını burada da gösterebilir. Araya
karışarak, olmayan şeyi olmuş gibi gösterebilir. Rüyâ göreni şaşırtır. Kendi
sözlerini ve işaretlerini, o şeklin sözleri ve işaretleri imiş gibi gösterir...
Çoğumuzun bildiği
gibi, bir gün Resûlullah Efendimiz Eshâbı ile oturuyordu. Kureyş'in ileri
gelenleri ve kâfirlerin şefleri orada idiler. Seyyid-ül-beşer onlara (Vennecmi) sûresini
okudu. Onların putlarını anlatan âyet-i kerimeye gelince, melun şeytan putları
öven birkaç sözü, Resûlullah Efendimizin sözüne ekledi. Dinleyenler, bunları da
Resûlullah Efendimizin sözü sandılar. Şeytanın sözlerini âyet-i kerimeden
ayıramadılar. Orada bulunan kâfirler bağırmaya başlayarak, Muhammed bizimle
sulh yaptı, putlarımızı övdü dediler. Orada bulunan Müslümanlar da, okunan
sözlere şaşakaldılar!
O Server şeytanın
sözlerini anlamadı. (Ne oluyorsunuz?) diye sordu. Eshâb-ı
kirâm, siz okurken bu sözler de araya karıştı dediler. O Server düşünceye daldı
ve çok üzüldü. Hemen Cebrâîl-i emîn vahiy getirdi. O sözleri şeytanın
karıştırdığı, bütün Peygamberlerin sözlerine de karıştırmış olduğunu bildirdi.
Allahü teâlâ, o sözleri âyet-i kerime arasından çıkardı. Kendi kelâmını
sapsağlam yaptı...
Görülüyor ki, Resûlullah Efendimiz hayatta iken ve uyanık iken ve Eshâb-ı kirâm arasında, Şeytan-ı la'în Resûlullah Efendimizin sözüne kendi bozuk şeylerini karıştırıyor ve hiç kimse bunu ayıramıyor. Resûlullah Efendimiz vefât ettikten sonra bir kimse uykuda hisleri çalışmaz iken ve yalnız iken, nasıl olur da, rüyânın şeytanın karışmasından korunduğunu ve onun değiştirmediğini anlayabilir?