"Okun düştüğü yer kabrimiz olsun!.."
02/03/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Bugün, Emîr Sultan hazretlerinin vefat yıl dönümüdür. (2 Mart 1430) Bu
mübarek zat, Osmanlıların kuruluş devrinde Bursa'da yaşayan büyük âlim ve
velîlerdendir. 1368 (H.770) senesinde Buhârâ'da doğdu. Soyu, Peygamber
efendimize dayanır. Yani seyyiddir. Ona, Buhârâ'da doğduğu için "Muhammed
Buhârî", Seyyid olduğu için "Emîr Buhârî", Yıldırım Bâyezîd
Han'ın dâmâdı olduktan sonra da "Emîr Sultan" denilmiştir...
Emîr Sultan hazretleri "Kerâmetler Sultânı" diye de
anılmıştır. Zamanındaki Osmanlı sultanları kendisine hürmet eder, sefere
çıkacaklarında huzuruna gelip, müstecâb dualarını alırlardı. Onun eliyle
kılıç kuşanırlardı...
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyurdu ki: "Emîr Sultan
hazretleri, ledünnî ilme sâhipti. Bu ilim yetmiş iki derecedir. İlk derecesinde
olan, bir ağaca bakınca yapraklarının sayısını, bir denize bakmakla
damlalarının adedini, bir çöle bakınca kumlarının sayısını bilir."
***
Emîr Sultan hazretlerinin bir yayı ve sadakta (ok torbası) sadece bir tek
oku vardı. Bunlar, gazâda kullanılmak üzere asılı dururdu. O yaya o oku
koydukları zaman, kırk ok çıkar, kırk kişiye isâbet ederdi. Her nereye atmak
isterse, onu bir talebesine verir, o tarafa atmasını emrederdi...
Şeyhülislâmaın da hazır bulunduğu bir gün, Emîr Sultan hazretleri, okunun
ve yayının getirilmesini istedi. Getirilen ok ve yayın, Şeyhülislâma
verilmesini emir buyurdu. Yay ile oku, Şeyhülislâma verip; "Oku
doğuya doğru at. Nereye düşerse, mezarımız orası olsun" buyurdu.
Şeyhülislâma, emîrleri üzerine oku attı. Ok, şimdiki türbenin olduğu yere
düştü. Orası, o zaman ağaçlık ve yeşillik idi. Hâlbuki ok atılan yer
ile düştüğü yer arası çok uzak idi. Normalde bir okun oraya gitmesi mümkün
değildi. Zîrâ okun düştüğü yer, üç atımlık mesâfe idi...
Emîr Sultan hazretleri miladi 1430 (H.833) senesinde 63
yaşındayken Bursa'da vebâ hastalığından vefât etti. Hacı Bayrâm-ı Velî
hazretlerinin yıkayıp, cenâze namazını kıldırmasını vasiyet etmişti. Vefât
ettiği gün Hacı Bayrâm-ı Velî mânevî bir işâretle Bursa'ya geldi. Gasil ve
tekfin işlerini yaptı ve cenâze namazını kıldırdı. Okun düştüğü yer olan
Bursa'nın doğu kısmında yüksekçe bir yere günümüzde kendi ismiyle anılan semte
defnedildi...
Türbesi yapılırken türbeyi yapan zât, rüyâsında Emîr Sultan'ı gördü. Ona;
"Şurayı şöyle yap, burayı böyle yap" diye, türbesi bitinceye kadar,
her gece rüyâda emîr verdi. O zât, türbe yapımını bitirdikten sonra, bir daha o
mübareği rüyâsında göremediğini söyledi...
Allahü teala cümlemizi şefaatlerine nail eylesin. Âmin...