Peygamberlerden sonra insanların en üstünü
02/03/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Hamîdüddîn Nâgûrî hazretleri Hindistan ulemâ ve evliyâsının
büyüklerindendir. Jawapur eyâletindeki Nagur’da doğdu. Şam ve Bağdât’ta din
ilimleri tahsîl etti. Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin sohbetleriyle
şereflendi ve halîfesi olarak Hindistan’a gitti. Orada Çeştî büyüklerinden Hâce
Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî’ye talebe oldu. Hem Sühreverdî, hem de Çeştî
büyüklerinin yolunda ilerledi. Feridüddîn Genc-i Şeker hazretleriyle sohbet
etti. Hindistan’ın çeşitli şehirlerinde kadılık yaptı. 1252 (H.650) yılında
Delhi'de vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem) Eshâbını sohbet ile olgunlaştırmıştı. Bu olgunluğun en yükseğine
kavuşan Hazreti Ebû Bekir (radıyallahü anh) oldu. Peygamber efendimizin mübârek
teveccühlerine ençok kavuşan Hazreti Ebû Bekir’di. Peygamberlerden
“aleyhümüsselâm” sonra, insanların en üstünü oldu. Onun bu üstünlüklere
kavuşması, Peygamber efendimize en önce imân etmesi, bütün malını Allah yolunda
harcaması ve canını fedadan hiç çekinmemesi sebebiyledir. Eshâb-ı kirâm
arasında onun önüne hiç kimse geçemedi. Peygamber efendimiz harb için orduya
yardım istediği zaman, Hazreti Ebû Bekir bütün malını getirdi. Resûlullah
efendimiz, “Evine ne kadar mal bıraktın?” buyurunca, o da “Allahü
teâlâyı ve Resûlünü...” diye cevap verdi. Yani hiç yok olmayanı bıraktığını
söyledi. Çünkü, ebedî, bakî olan ancak Allahü teâlâdır.
Bu hâdiseyi Ebû Bekr el-Vâsatî şöyle
izah buyuruyor “Eğer, Resûlullah efendimizi görmenin heybeti kendisini sarmamış
olsaydı “Resûlünü bıraktım” demez “Allahü teâlâyı bıraktım” der idi. Peygamber
efendimiz vefât edince, O’nu görmenin heybeti kalmadı. Ondan sonra da, Allahü
teâlâdan başka bir şeyi görmedi. O zaman Âl-i İmrân sûresinin.
144. “(Hazreti) Muhammed (aleyhisselâm) ancak bir
Peygamberdir. O’ndan önce birçok Peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi O, ölür
veya öldürülürse, siz ardınıza dönüverecek misiniz? (Dininizden dönecek
veya savaştan kaçacak mısınız?) Kim ardına dönerse, elbette Allaha hiçbir
şeyle zarar veremez...” meâlindeki âyetini okudu. Ayrıca “Kim, Resûlullaha
(aleyhisselâm) tapıyorsa, bilsin ki, o vefât etmiştir. Ama kim Allahü teâlâya
tapıyorsa O diridir” buyurdu.