İşte Allah’tan korkmak böyle olur!..
02/05/2024 Perşembe Köşe yazarı V.T
Rebî bin Haysem, gözünü haramlardan o derece korur ve etrafına bakınmazdı
ki, bazıları onu kör zannetmişlerdir.
Rebî bin Haysem hazretleri Tâbiîn devrinde Kûfe’de yetişen büyük âlim ve
velîlerdendir. Kûfe’de doğdu. 687 (H.68) senesinde Horasan’da Tûs şehrinde
vefat etti. Abdullah ibni Mes’ud, Ebû Eyyûb el-Ensârî ve birçok Eshâb-ı
kirâmdan “radıyallahü anhüm” hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Rebî bin Haysem
kimseye bedduâ etmezdi. O, her şeyi Rabbinden bilir, O’ndan gelene sabreder,
tevekkülünü bozmazdı. Bir gün namaz kılarken, yirmi bin dirhem değerindeki
atının çalındığını gördü. Fakat ne namazı bozdu, ne de üzüldü. Yanında
bulunanlar: “Nasıl oldu bu iş, yazık oldu atına!” diye kendisini teselli
ediyorlardı. O ise; “Atın yularını çözerken çalan adamı görmüştüm” dedi.
Onların; “O hâlde niçin mâni olmadınız?” demeleri üzerine; “Atımdan daha
sevimli olan bir şey ile, yâni namaz kılmakla meşguldüm. Onu kaçıramazdım”
dedi. Adamlar hırsıza bedduâ etmeye başlayınca, Rebî; “Hayır, bedduâ etmeyin.
Ben atımı ona hediye ettim. Sadakam olsun” dedi.
Rebî bin Haysem, gözünü haramlardan o derece korur ve etrafına bakınmazdı ki,
bazıları onu kör zannetmişlerdir. Yirmi sene Abdullah ibni Mes’ud ile berâber
bulundu. Hatta İbn-i Mes’ud’un “radıyallahü anh” câriyesi onu görünce; “Âmâ
dostun geliyor” derdi. İbn-i Mes’ud “radıyallahü anh” da onun bu sözüne
gülerdi. Çünkü onu içeri almak için kapıyı açtığı zaman gözlerini kapamış ve
başını yere eğmiş görürdü. İbn-i Mes’ud ona bakınca; Hac sûresinin “Tevâzu ile
yalvaranları müjdele!” meâlindeki 34. âyetini okur. “Vallahi Peygamber
efendimiz seni görseydi sevinirdi” buyururdu.
Kimseyle münakaşa etmez, kimseye kötü söz söylemezdi. Bir gün kendisine biri
kötü sözler söyleyince, ona; “Söylediklerini Allahü teâlâ duyuyor. Şâyet ben,
Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennet’e girersem, senin sözlerinin bana
zararı yoktur. Sırat köprüsünden geçemezsem, anlarım ki; söylediklerinden de
kötü bir insanım” buyurdu.
Bir gün Rebî bin Haysem İbn-i Mes'ud “radıyallahü anh” ile demirciler çarşısına
gitti. Orada körüklerin üfürülüp ateşlerin alevlendiğini görünce, Cehennem
ateşini hatırlayarak düşüp bayıldı. İbn-i Mes'ud “radıyallahü anh”, namaz
vaktine kadar başı ucunda beklediyse de, ayılmadığını görünce, onu arkasına
alarak evine getirdi ve tam 24 saat baygın kaldı. Bu sebepten beş vakit
namazını kılamadı. Başından ayrılmayan İbn-i Mes’ud “radıyallahü anh”; “İşte
Allah’tan böyle korkulur!” demiştir.