Namazda âzâlar hareketsiz olmalı

02/06/2019 Pazar Köşe yazarı V.T

Namazın rükünlerini lâyık olduğu şekilde eda etmeli, vâcib ve sünnetlerini tam yapmalıdır.

 

İsmâil bin Hammâd bin Ebû Hanîfe hazretleri Hanefî mezhebinin büyük âlimlerindendir. İmâm-ı a’zam hazretlerinin torunudur. Genç yaşta 212 (m. 827) senesinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Namazın rükünlerini (farzlarını) lâyık olduğu şekilde eda etmeli, vâcib ve sünnetlerini tam yapmalıdır.

İftitâh tekbirinde, ayakta düz durmalıdır. İftitâh tekbiri ânında, Allahü teâlânın zikri ile kalbi hazır olmalı, O’nun büyüklüğünü düşünmeli, tazimde bulunmalıdır. Amelini, Allah rızâsı için tam bir ihlâs ile şuurlu olarak yapmalı, geçmiş günahları için tövbe etmelidir. Farzı yerine getirmek için, kalbini din ve dünyâ işlerinden kurtarmalıdır. Sanki son namazı kılıyormuş gibi, kalbi huşû içinde ve bedeni hudû içinde olmalıdır. Namazda sağa sola iltifât etmemelidir. Allahü teâlâyı görüyormuş gibi namaz kılmalı veya Allahü teâlânın onun bütün tavırlarını, hayır ve şer bütün hâllerini görüp bildiğini düşünmelidir. Allahü teâlânın kendisinin bütün hâllerini müşâhede ettiğini düşününce huşûu artar ve tazimi kendiliğinden olur.

Namazda âzâların hareketsiz olmasına dikkat etmelidir. Bir sağa, bir sola meyletmemelidir. Namazda sekine, vakar, hudû ve inkisar üzere olmalıdır. İnkisar, boyun eğmeye delâlet ettiği için omuzları indirmeli namazda özürsüz öksürmemelidir. Namaza başlarken sümkürmemeli ve etrâfına bakmamalıdır. Esnememeli, eğer çok bastırırsa önlemeye çalışmalıdır.

Namazda gözünü semâya doğru kaldırmamalı, işâret de etmemeli, secde yerine bakmalı, sağ eli sol el üzerine koymalıdır. Namazda ayakta iken, ayaklardan biri üzerinde dinlenmemelidir. Ayakları çok fazla açmamalı, iyice de birbirine bitiştirmemelidir. Kıyâmda başı çok eğmemelidir.

Kur’ân-ı kerîmi çok yüksek ve çok alçak sesle okumamalıdır. Kırâat ile rükû arasında, sübhânallah diyecek kadar durmalıdır. Rükûda, düzgün durmalı, kıyâm ve son oturuşu haddinden fazla uzatmamalıdır. Rükûdan başını kaldırdıktan sonra, bütün uzuvlar yerine gelecek şekilde dik durmalıdır. Secdede, avuç içleri yere değerken, dirsekler yerden, karın uyluklardan ayrı durmalıdır. Kendini çok serbest bırakmamalı, yerden uzak olmaya, kollarını yanlarından ayrı tutmaya çalışmalıdır. Secde, yedi uzuv üzere olmalıdır. Bunlar, alnı, iki eli, iki dizi ve iki ayağının parmaklarıdır. Secdelerde bütün kalbi ile önemli hacetleri için duâ etmelidir. Çünkü secde yakınlık makamıdır.