Zaman, affetmek ve acımak zamanıdır!..
02/07/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
Mevlâna Halid-i Bağdadî hazretleri buyurdu
ki: "Şu dört şeyden sakının. Bunlar insanın kalbinin kandilini
söndürür, kalbini karartır. Bu dört şey şunlardır: Kibirli davranmak, münakaşa
etmek, kızmak ve kin tutmak... [İslam âlimleri, kin tutmaktan kurtulmak
için üç şey tavsiye etmişler: Kin tutulan kimseye dua etmek,
gıyabında onun iyiliklerinden ve güzel hâllerinden bahsetmek, ona hediye
göndermek. Böyle yapınca, kalpteki kin duygusu, güneş karşısında kar ve buzun
eridiği gibi erir, kaybolur gider. İnsan kin duygusunun verdiği sıkıntı ve
darlıktan kurtulur ve ferahlar.]
Hikmet ehli zatlar buyurdu ki: "Biz Allah'ın kullarına
nasıl muamele edersek, Allahü teâlâ da bize öyle muamele eder. Zaman, affetmek,
iyilik etmek ve acımak zamanıdır. Öfkelenmek, kızmak zamanı değildir. Ateşe
gidene öfkelenmek mi gerekir, yoksa acımak mı? Allahü teâlânın
kullarına af, sabır ve merhametle ve yumuşak davranmalıdır. Mahluklar
içinde Allah'a en yakın olan, insanın kalbidir. Günahkâr hattâ kâfir olsa da,
kalp kırmaktan çok sakınmalı. Rabbimizi en çok inciten şeylerin ilki
küfür, ikincisi kalp kırmaktır.
İnsanlarla görüşürken, alışveriş yaparken, nezaket çerçevesinde
davranmalı, kızıp öfkelenmemeli. Onlar ne söylerse söylesin, (Sen haklısın)
demeli.
Meraklının biri, meşhur bir zata sormuş:
-Efendim herkes sizi seviyor, sizden övgüyle bahsediyor, hâlbuki
insanlar çeşitli karakterdedir, bu insanları memnun etmek çok zordur, bunu
nasıl başarıyorsunuz?
O sırada kar yağıyormuş, kar her tarafı örtmüş. O zat buyurmuş ki:
-Şu pencereden bir bak, ne görüyorsun?
O şahıs, pencereden bakıp, her tarafın bembeyaz karla kaplı olduğunu görüp
demiş ki:
-Efendim her yer kar.
-Peki, kardan başka bir şey görebiliyor musun?
-Kar her tarafı örtmüş efendim.
-İşte bizim sevgimiz kar gibidir, kimin ne kusuru, yaramazlığı varsa hepsini
örter, biz de görmeyiz. Kar nasıl, çöpleri, çirkinlikleri örtmüş, her taraf mis
gibi bembeyaz manzara içindeyse, biz de daima beyazı, sevgiyi görürüz. Dünyada
sevginin halledemeyeceği hiçbir şey yoktur. Öfkeyle de halledilebilecek hiçbir
şey yoktur. Güzel sözle, sevgiyle, yılan deliğinden çıkar, size itaat eder. Ama
öfkeyle kalkan zararla oturur, eşi, çocuğu ona sıkıntı verir...
Mutlu bir aileye "mutluluğunuzun sırrı nedir?"
diye sormuşlar. Şöyle cevap vermiş:
"Birimiz kızdığı zaman diğerimiz susuverir. O öfkeli anda münakaşaya girmeyiz, sözü uzatmayız, birbirimize cevap vermeyiz ve haklılığımızı ispat etme gayreti içerisine girmeyiz. Konuyu değiştiririz. Başka güzel şeylerden bahsederiz. Bu şekilde güzel geçinip gideriz..."