"İnsaflı davranmayı kendine vazîfe bil!"
02/07/2024 Salı Köşe yazarı V.T
Kul, Müslüman
kardeşinin ihtiyâcını karşıladığı müddetçe Allahü teâlâ da onun ihtiyaçlarını
giderir!"
Ali Hemedânî hazretleri Horasan'ın meşhûr velîlerindendir. İran’da Hemedân’da doğdu. 1384 (H.786) senesinde Horasan'da Hıtlan’da vefât etti. Tasavvufta Mahmûd Mazdakânî ve Mahmûd-i Adkânî hazretlerinden feyiz alarak kemâle erdi. Ayrıca zamânındaki pekçok velî ile görüşüp sohbetlerinde bulundu.
Ali Hemedânî
hazretleri fütüvvetle ilgili olarak buyurdu ki:
"Ey azîz! Ahî
(kardeşlik) sözü halk arasında kullanılan bir lafızdır. Bunun yüksek bir mânâsı
ve geniş bir hakîkati vardır. Tasavvuf ehli kardeşliği üç mertebede
açıklamışlardır. Birincisi, anne ve babası bir olan kimseler. İkincisi
müminlerin kardeşliğidir. Âyet-i kerîmede meâlen; "Şüphesiz ki,
müminler kardeştir." (Hucurât sûresi: 13) buyruldu. Üçüncü
mertebe ise gönül ehli ve hakîkate erenler arasındaki kardeşliktir. Bu makâma
fütüvvet denir. Bir kimse cömertlikle, af, emânete riâyet, şefkât ve hilm
(yumuşak huyluluk), tevâzu ve takvâ ile vasıflanırsa, fütüvvet ehli böyle
kimseye (ahî) kardeş adı vermişlerdir. Fütüvvet her ne kadar fakr makâmından
bir makam ise de bütün makamların aslıdır. Bütün makamlar ona bağlıdır. Bütün
insânî olgunlukların aslı fütüvvete bağlıdır. Çünkü bu bütün dereceleri ve
mekârim-i ahlâkı, üstün ahlâkı şâmildir. Hakîkate eren büyükler, meşâyıh-ı
kirâm, fütüvvetin hakîkati hakkında çok söz söylemişlerdir. Hasan-ı Basrî
kuddise sirruh;
"Fütüvvet, Rabbin
için nefsine düşman olmandır" buyurdu. Hâris-i Muhâsibî ise;
"Fütüvvet herkese insaflı davranmayı kendine vazîfe bilmek, kimseden insaf
beklememektir" buyurdu. Cüneyd-i Bağdâdî; "Fütüvvet, açık elli olmak
ve eziyet vermemektir. Yâni fütüvvetin hakîkati; hayra, iyiliğe ve Allahü
teâlânın kullarının rahatına vesîle olmaktır" buyurdu. Sehl bin Abdullah
da; "Fütüvvet, sünnet-i seniyyeye uymaktır" buyurdu.
Hazret-iAli buyurdu
ki: "Fütüvvet dört kısımdır. Gücü yettiği hâlde affetmek, gadab, kızgınlık
ânında yumuşak davranmak, düşmanlığı olduğu hâlde karşısındakine nasîhat etmek,
kendi ihtiyâcı olduğu hâlde başkasına vermek."
Bütün bu
buyrulanlardan anlaşıldı ki, fütüvvetin bütün mertebeleri ve şekli kul hakkı
ile ilgilidir. Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte; "Kul,
Müslüman kardeşinin ihtiyâcını karşıladığı müddetçe Allahü teâlâ da onun ihtiyaçlarını
giderir" buyurdu.