"Sen şükret, ben de sabredeyim”
02/08/2023 Çarşamba Köşe yazarı A.U
(Dünden devam)
Peygamber Efendimiz
aleyhisselâm, Hîfâ Hâtun'a döndü.
Ve onu işâret edip;
“İşte senin dengin!” buyurdular.
Cevap aynıydı:
“Peki yâ Resûlallah!”
Teslîmiyet denen şey,
bu olsa gerek.
Efendimiz sevindi.
Nikâhlarını kıydı.
Ve dâmat adayına;
“Kalk yâ Süheyb!
Zevcenin elinden tut da evine götür” buyurdular.
Garip, büktü boynunu:
“Benim evim yok ki.”
O an Hazret-i Hîfâ;
“Yâ Resûlallah! Filân
yerdeki konağımı ona hibe ettim. Şu bir kese altını da ona verin, beni evimize
götürsün” dedi.
Ve öyle yapıldı.
Yeni evli çift
mutluydu.
Resûlullaha vedâ
ettiler.
Ve evlerine gittiler.
Hîfâ Hâtun, ona;
“Yâ Süheyb, takdîr
edersin ki, ben sana nîmetim, sen bana mihnetsin!” dedi.
Hazret-i Süheyb;
“Evet, öyle” dedi.
Hîfâ hâtun;
“Öyleyse sen şükretmelisin,
ben de sabır” dedi.
“Çok doğru.”
“O zaman bu geceyi
ibâdetle geçirelim, sana şükredenlerin bana da sabredenlerin sevâbı verilir
inşallah, ne dersin?”
Hazret-i Süheyb;
“Çok iyi olur” dedi.
Ve öyle
yaptılar. (Devamı yarın)