İmanın ve amelin doğru olması için
02/09/2024 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bir Müslümanın, doğru iman etmek ve doğru amel, ibadet yapmak için, amelde mezheb diye bilinen dört mezhepten birinde olması şart mıdır?
Cevap: Hulefâ-i râşidîn
zamanı, otuz sene idi. Bu otuz sene, Peygamber efendimizin zamanı gibi
güzel geçti. Bu dört halifeden sonra, Ehl-i islâm arasında, bidatler ve yanlış
yollar meydana çıkarak, nice kimseler doğru yoldan ayrıldı. Yalnız, Eshâb-ı
kiram gibi iman edenler ve ahkâm-ı islâmiyyeye onlar gibi tabi olanlar kurtuldu
ki, bunların yoluna Ehl-i sünnet vel-cemâ'at fırkası denir.
Ehl-i sünnet âlimi demek, dört mezhebden birinin âlimi
demektir. Doğru yol, yalnız budur. Peygamber efendimizin ve Eshâb-ı
kirâmın gittiği doğru yol, Ehl-i sünnet âlimlerinin gösterdiği yoldur.
Bugün, Müslüman denilen ve ümmet-i
Muhammed olarak tanınanlar, Ehl-i sünnet ile Şii ve Vehhabilerden ibaret
gibidir. İngilizlerin Hindistan'da kurdukları, Ahmediyye veya Kâdiyânî denilen
zındıklar ile Behâîlerin, Müslümanlığa bağlılıkları yoktur. Bunlar Ehl-i
sünnetten ayrılmışlardır, ayrı bir yol tutmuşlardır.
Ehl-i sünnet fırkası, iş ve ibadet bakımından dört
mezhebe ayrılmıştır:
Birincisi, Hanefî mezhebi olup, imâm-ı a'zam Ebû
Hanîfe Nu'mân bin Sâbit hazretlerinin mezhebidir. Hanîf, doğru inanan,
İslamiyete sarılan kimse demektir. Ebû Hanîfe, hakiki Müslümanların babası
demektir. İmâm-ı a'zam hazretlerinin, Hanife adında bir kızı yoktur.
Ehl-i sünnetin dört mezhebinden ikincisi, Mâlikî
mezhebi olup, imâm-ı Mâlik bin Enes hazretlerinin mezhebidir.
Üçüncüsü, Şâfii mezhebi olup, imâm-ı Muhammed bin
İdrîs Sâfi'î hazretlerinin mezhebidir. İmam-ı Şafii hazretlerinin dedesinin
dedesi olan Şâfii hazretleri, Eshâb-ı kirâmdan olduğu için, kendisine ve
mezhebine Şâfii denildi.
Dördüncüsü Hanbelî mezhebi olup, Ahmed ibni Hanbel
hazretlerinin mezhebidir.
Ehl-i sünnet yolunu öğrenmek isteyen,
bu dört mezhebden birinin kitaplarını okumalıdır. Bu dört mezheb, itikatca,
yani iman itibarı ile birbirinden ayrı değildir. Hepsi Ehl-i sünnet fırkasında
olup, imanları, inanışları, dinlerinin temeli birdir. İslam milletinde bu dört
imam; büyük, herkesçe kabul edilmiş, inanılır müctehidlerdir. Yalnız ahkâm-ı
islâmiyyede, yani iş bakımından, bazı ufak şeylerde ayrılmışlardır.