Bir babadan, evladına altın nasihatler -2-
03/08/2022 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
"Ey
oğul! Dünyaya sarılmış olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve berâberlik
gam, keder ve üzüntü getirir. Bu tecrübe ile sâbittir..."
Geçen hafta bir nebze
bahsettiğimiz gibi, Ahmed Siyahî hazretleri, Kastamonu’da
yetişen evliyâdandır. Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetinde yetişip
kemâle gelmiştir. Oğluna, aslında hepimize hitaben buyuruyor ki:
Ey oğul! Dünyaya sarılmış
olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve berâberlik gam, keder ve üzüntü getirir.
Bu tecrübe ile sâbittir. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına
uymayan, nefsinin arzu ve isiteklerine uymuş kimselerle berâber olma. Böyle
kimseler gizli düşman olup, insanın yüzüne karşı dalkavukluk yaparlar, arkadan
ise aleyhinde bulunurlar. Onların yanına gelerek oturmalarına bakıp, aldanma. Maksatları
senden mânen faydalanmak olmayıp dünyalık maksatlarına, mal ve mevki elde
etmeye seni vesîle, âlet etmek içindir. Bir kusur ettiğinde hakkında kötülük
düşünenlerin ve düşmanlarının en azılısı olurlar. Zamânındaki insanları
tecrübe ettiğinde, onlarda da, bundan başka bir özellik bulmayacaksın.
Ey oğul! Sana bağlılık
iddiasında bulunanların, yaptıkları iyilikleri başına kaktıklarını görürsün.
Çünkü sadâkat ve bağlılık adına yaptıkları az bir iyilik karşılığında ağır, pek
fazla bir hizmet ve karşılık beklerler, çok şey ümit ederler. Bu ümitlerine bir
defa olsun müsaade etmezsen, gösterdikleri sevgi, sadâkat ve bağlılıklarını
derhal bırakırlar. Çok defa onların isteklerinden yakanı kurtaramazsın.
Ey oğul! Eğer sana hakîki
dost arkadaş lâzım ise, Allah için sevenlerle beraber ol. Böyle kimselerden
dostluk ve kardeşlik bağı kurduğun kimseye, muhtaç olduğunda ihtiyacından fazla
malın varsa ver. Yahud onu kendinle beraber tut veya kendine tercih et. Beraber
olduğunuzda ve arkasından ayıplarını ört ve gizle. Kusuru olduğunda sabır ve
tahammül et. Hayatta iken ve vefat ettiğinde onu hayırla an.
Ey oğul! Herkese yumuşaklık, alçak
gönüllülük, güler yüzlülük ile davranmaya gayret et. Sana,
Rabbinden alıkoyan dünyalığa, makam ve mevkie kalbinin meyletmemesini tavsiye
ederim. Çünkü nefs, hevâ, şeytan ve dünya.
İnsanın dört düşmanıdır.
Nefsin silahı tokluk,
hapishanesi açlıktır. Hevânın silahı, çok konuşmak; sükût, konuşmamak ise, onun
zindanıdır. Dünyânın silahı insanlarla fazla beraber olmak, onlar arasında
fazla bulunmak, çâresi yalnızlık ve onlardan uzak kalmaktırl. Şeytanın silâhı gaflet,
yâni Allahü teâlâyı unutmak; ona karşı tedbir, Allahü teâlâyı anmak, hatırlamak
büyüklüğünü düşünmektir.
Ey oğul! Bu nasîhatlerimi iyi belle ve Allahü teâlânın nimetlerine, sana yaptığı iyiliklere şükredenlerden ol!..