İmânın yetmiş küsur şubesi vardır
03/09/2019 Salı Köşe yazarı R.A
İmân, Muhammed aleyhisselâmın söylediklerinin hepsini beğenip, kalbin
tasdîk etmesidir. Böylece inanan insanlara “Mümin” denir.
Dînimizin temeli îmândır. Îmânı olmayanların hiçbir ibâdetini ve iyiliğini,
Allahü teâlâ beğenmez ve kabul etmez. Müslüman olmak isteyen kimse, önce
îmân etmeli, sonra guslü, abdesti, namazı ve lâzım oldukça diğer farzları ve
harâmları öğrenmelidir.
Muhammed Ma’sûm Hazretleri, “Mektûbât”ında buyuruyor ki: “Îmân,
kelime-i tevhîdin 'Lâ ilâhe illallah ve Muhammedün Resûlullah' iki kısmına
birlikte inanmaktır.” [c. III, 16. Mektûb]
Yani, Müslümân olmak için, Muhammed aleyhisselâmın Peygamber olduğuna da
inanmak lâzımdır.
Muhammed aleyhisselâm, Allah’ın Peygamberidir. Allahü teâlâ, Cebrâîl ismindeki
melek ile, kendisine “Kur’ân-ı kerîm”i göndermiştir. Bu
Kur’ân-ı kerîm, Allah kelâmıdır. Muhammed aleyhisselâmın kendi
düşünceleri ve felsefecilerin, târihçilerin sözleri değildir.
Allahü teâlâ, insanların dünyâda rahat ve huzur içinde yaşamalarını,
âhirette de sonsuz saadete kavuşmalarını istiyor. Bunun için,
saadete sebep olan faydalı şeyleri yapmayı emretmiştir. Felâkete
sebep olan zararlı şeyleri de yasak etmiştir. Allahü teâlânın
birinci emri, îmân etmektir. Îmân etmek, bütün insanlara lâzımdır. Herkes için
îmân zarûrîdir.
Îmân, lügatte, bir kimseyi tam doğru sözlü bilmek, ona inanmak demektir.
İslâmiyyette îmân demek ise; Muhammed aleyhisselâmın,
Allahın Peygamberi olduğunu ve onun tarafından seçilmiş, haber verici “Nebî”
olduğunu doğru bilmek ve inanarak söylemek ve onun, Allahü teâlâ tarafından
“kısaca bildirdiklerine kısaca inanmak” ve “geniş bildirdiklerine etraflıca
inanmak” ve gücü yettikçe “Kelime-i şehâdeti dil ile de söylemektir.”
İmân, Muhammed aleyhisselâmın söylediklerinin hepsini beğenip, kalbin
tasdîk etmesi, yani inanmasıdır. Böylece inanan insanlara “Mümin” ve “Müslümân” denir.
En büyük âlim ve velîlerden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, kardeşi
Mahmûd Sâhib’in talebi üzerine, Fârisî “İ’tikâdnâme” isimli
kitâbında, Cibrîl hadîsini şerhetmiştir. Orada, îmân konusu genişçe ele
alınmıştır.
Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) buyurdu ki:
“İmân, yetmiş küsur şubedir. En üstünü (Lâ ilâhe illallah) [Allah’tan başka
ilâh yok] demektir; en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan
kaldırmaktır. Hayâ da îmândandır.”
Şâfiî mezhebindeki âlimlerden, hadîsçi İmâm Beyhekî’nin, bu
konuda yazılmış “Şuabü’l-îmân=Îmânın şubeleri” isimli müstakil
bir kitâbı var.
Ömer Kazvînî isimli âlim, bu kitâbı “Muhtasaru
Şuabi’l-îmân” adıyla ihtisâr etmiş, özetlemiştir. Biz de, 1986
yılında Konya İlâhiyat Fakültesi Dergisine yazdığımız bir makâlede, bu
hadîs-i şerîfi çok geniş olarak ele almıştık.