Ehl-i Beyti sevmek her mümine farzdır
03/09/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
Bir gün kadıncağızın
biri Belh Padişahı'na gelir ve "Ben seyyideyim, çoluk çocuğum var,
bize kalacak bir ev lazım" der.
Ehl-i beyt, Peygamber
efendimiz Muhammed aleyhisselamın bütün aile fertlerine denir. Mübarek
hanımları, kızı Hazret-i Fatıma ile Hazret-i Ali ve bunların evlatları olan
Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, onların çocukları ve kıyamete kadar gelecek
torunlarının hepsine de "Ehl-i beyt" denir...
Resulullah efendimizin
soyu, Hazret-i Fatıma’dan devam etti. Hazret-i Hasan’ın çocuklarına ve
torunlarına Şerif, Hazret-i Hüseyin’in nesline de Seyyid denir.
Peygamber efendimizin temiz ve mübarek kanını taşıyan seyyidler ve şerifler,
çeşitli ülkelerde yaşamaktadır. Her biri güzel ahlak numunesi olup, yurdumuzda
da sayıları pek çoktur.
Doğru yoldaki İslam
âlimleri, Ehl-i beyt sevgisini, son nefeste iman ile gitmek için şart
görmüşlerdir. Ehl-i Beyti sevmek her mümine farzdır. Çünkü imanın temeli
ve en kuvvetli alameti, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmek ve Allahü
teâlânın sevmediklerini sevmemektir...
Bir gün Peygamber
efendimiz, Hazret-i Ali’yi, Hazret-i Fatıma’yı, Hazret-i Hasan ve Hazret-i
Hüseyin’i mübarek âbâları ile örterek şöyle dua etti:
(İşte benim Ehl-i beytim bunlardır. Ya Rabbi, bunlardan kötülüğü kaldır ve
hepsini temiz eyle!) [Mesabih]
Seyyid Abdülhakim
Arvasi hazretleri, "Ehl-i beyt, asi [günahkâr] olsalar da, bunları sevmek
lazımdır. Bunları sevmek, kalb ile, beden ile ve mal ile yardım yapmakla olup,
bunlara riayet ve hürmet etmek iman ile ölmeye sebep olur" buyurdu.
***
Bir gün kadıncağızın
biri Belh padişahına gelir, (Ben seyyideyim, çoluk çocuğum var, bize
kalacak bir ev lazım) der. Padişah, (Vesikan var mı?) diye
sorunca, kadıncağız kızıp bir Mecusi’ye gider. Ona da aynı şeyleri söyler.
Mecusi hay hay der. (Hazret-i Muhammed’in torunları
gelir de boş çevrilir mi hiç, al sana ev, al sana hizmetçi) der.
Belh padişahı o akşam rüyasında Peygamber efendimizi görür, köşkler görür.
Resulullaha (sallallahü aleyhi vesellem) gider. (Ya Resulallah, bu
köşkler kimin?) der. O da, (Müslümanların) buyurur.
Belh padişahı, (Ben de Müslümanım) deyince, Resulullah
efendimiz (Vesikan nerede?) buyurur.
Bu rüya üzerine Belh padişahı uyanır. Belh şehrinde o seyyide hanımı arar ve
Mecusi’nin evinde bulur. Belh padişahı Mecusi’ye (Ben ona ev
vereceğim) der. Mecusi, (Geçti artık) der. Ben bu
seyyide hanım gelince müslüman oldum. O gece rüyamda Resulullahı gördüm. Cennette
Müslümanların köşkleri vardı. Peygamberimiz, (Bu köşkler Müslümanların,
sana vesika sormak yok, geç şu köşke otur) dedi. Seni de gördüm ne
olmuşsa, saçını başını yoluyor, vesika vesika diye kıvranıp duruyordun. Sabah
rüyamı anlattığım hanımım ve çocuklarım da hepsi Müslüman oldular...