Korsanları helak eden bir avuç toprak!..
03/11/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Ürûdek el-Firatî’nin
talebeleri, Kostantiniyye yakınlarında korsanların saldırısına uğramışlardı!
Ürûdek Firatî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Şam’da doğdu. 673 (m. 1276)
senesinde orada vefât etti. Kerâmetleri ve menkıbeleri çoktur. Şöyle anlatılır:
“Ürûdek el-Firatî’nin talebelerinden bir grup, seyahat için yola
çıkmışlardı. Büyük Kostantiniyye yakınlarında korsanların saldırısına
uğradılar. Bunun üzerine onlar Ürûdek el-Firatî’den yardım istediler. O anda
soyguncuların üzerine bir toprak parçası geldi. Hava toz toprakla doldu.
Soyguncular helak oldu...
Onlar bu hâdiseyi
hocalarının yanlarına gelince, diğer arkadaşlarına anlattılar. Onlar da;
“Ürûdek el-Firatî, hâdisenin olduğu zaman Fırat Nehri kenarında hasat işleriyle
meşgûl idi. O, sizlerin isimlerinizi söyliyerek; (Lebbeyk yâ filân? Allahü
teâlânın izniyle size yardım geldi) deyip bir toprak parçası attı. Bu
toprak parçası uçarak gözlerimizden kayboldu” dediler...
Yine şöyle anlatılır:
“Ürûdek el-Firatî, talebeleri ile birlikte otururken, büyüklerin hâllerinden ve
ölünceye kadar Allahü teâlânın onlara ihsân ettiği nimetlerden bahsetti ve;
(Allahü teâlânın öyle sevgili kulları vardır ki, yerlerinde oturdukları hâlde,
Kâbe-i muazzamayı tavaf ederler. Yine öyle zâtlar vardır ki, cenâb-ı Hakkın bir
şeref ve ikramı olarak, Kâbe onları tavaf eder) dedi. O sırada orada
bulunan zamanının Şeyh-ül-İslâmı olan Tâceddîn Abdurrahmân Fezârî, 'böyle durum
olur muymuş' der gibi başını kaldırıp, Ürûdek el-Firatî’ye baktı. Sonra, gece
olan olayı, Şeyh-ül-İslâm Tâceddîn Abdurrahmân Fezârî şöyle anlatır:
-Gece yarısı olmuştu
ki, bir ses işittim. 'Kalk ve Ürûdek el-Firatî’nin söylediklerine
bak!' diyordu... Dışarı çıktım. Gördüm ki, şekil ve vasıflarını bildiğim
şekilde Kâbe-i muazzama. Ürûdek el-Firatî’nin evi etrâfında tavaf ediyor,
kenarlarında bazı kişiler güzel sesle onu medhediyorlardı. Ben bu durumu
görünce, bana bir hâl oldu ve düşüp bayıldım. Bir süre sonra ayıldım. Ürûdek
el-Firatî’nin; 'Bundan sonra büyüklerin hâllerini inkâr etme, helak
olursun!' dediğini işittim... Bu arada müezzin sabah ezanını okuyordu.”
Ürûdek el-Firatî’nin giydiği bir hırka vardı. Mecnunlar onu kokladığında iyileşir, onun sohbetine devam ederlerdi...