Her nimeti gönderen, yalnız Allahü teâlâdır
03/12/2024 Salı Köşe yazarı V.T
Allahü teâlânın
nîmetleri güneş gibi meydandadır. Başkalarından gelen iyilikler, yine Ondan
gelmektedir.
İbn-i
Bayram-ı Rûmî hazretleri Osmanlı Devleti zamânında yetişen âlim ve evliyanın
büyüklerindendir. İsmi, Mehmed’dir. 1615 (H.1023) senesinde Filibe’de doğdu.
Şeyhülislâm olan amcası Yahyâ Efendinin yanında yetişti. Sultan Dördüncü Murâd,
İbn-i Bayram-ı Rûmî’yi İstanbul’a davet ederek çok ikrâmda bulunurdu...
Bir
gün Sultan Murâd, İbn-i Bayram-ı Rûmî'yi dâvet etmişti. İbn-i Bayram-ı Rûmî’nin
yaşı oldukça küçüktü. Sultan, elinde bulunan altınları ona verdi. Altınlardan
bâzıları yere düştü. İbn-i Bayram yere düşenlere hiç iltifât etmedi ve eğilip
onları almadı. Sultan Murâd onun bu asâletini çok beğendi. Tahsilini
tamamladıktan sonra Şam, Mısır, Bursa, Edirne ve İstanbul kâdısı oldu. Daha
sonra Anadolu, nihayet Rumeli kâdıaskeri oldu. 1681 (H.1092) senesinde
İstanbul’da vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:
Herkese
her nîmeti gönderen, yalnız Allahü teâlâdır. Her şeyi var eden, ancak Odur. Her
varlığı, her ân varlıkta durduran hep Odur. Kullardaki üstün ve iyi sıfatlar,
Onun lütfu ve ihsânıdır. Hayatımız, aklımız, ilmimiz, gücümüz, görmemiz,
işitmemiz, söyleyebilmemiz, hep Ondandır. Saymakla bitirilemeyen çeşitli
nîmetleri, iyilikleri gönderen hep Odur. İnsanları güçlüklerden, sıkıntılardan kurtaran,
duâları kabûl eden, derdleri, belâları gideren hep Odur. Rızıkları yaratan ve
ulaştıran yalnız Odur. İhsânı o kadar boldur ki, günah işleyenlerin rızkını
kesmiyor. Günahları örtmesi o kadar çoktur ki, emrini dinlemeyen, yasaklarından
sakınmayan azgınları, herkese rezil ve rüsvâ etmiyor ve nâmus perdelerini
yırtmıyor. Affı ve merhameti o kadar çoktur ki, cezâyı ve azâbı hak edenlere
azâb vermekte acele etmiyor. Nîmetlerini, ihsânlarını, dostlarına ve
düşmanlarına saçıyor. Kimseden bir şey esirgemiyor. Bütün nîmetlerinin en
üstünü, en kıymetlisi olarak da, doğru yolu, saadet ve kurtuluş yolunu
gösteriyor. Yoldan sapmamak ve Cennete girmek için teşvîk buyuruyor. Cennetteki
sonsuz nîmetlere, bitmez, tükenmez zevklere ve kendi rızasına, sevgisine kavuşabilmemiz
için, sevgili Peygamberine uymamızı emrediyor...
İşte, Allahü teâlânın nîmetleri güneş gibi meydandadır.
Başkalarından gelen iyilikler, yine Ondan gelmektedir. Başkalarını vâsıta
kılan, onlara iyilik yapmak isteğini veren, onlara iyilik yapabilecek gücü,
kuvveti veren, yine Odur.