Duânın kabûl olmasının şartları ve edepleri...
04/01/2024 Perşembe Köşe yazarı V.T
"İhtiyaçlarını Allahü teâlâdan yalvararak ve O'na sığınarak istemeli,
âhiret kurtuluşunu onlarda görmelidir."
Huccetullah Muhammed Nakşibend, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu ve
Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretlerinin ikinci oğludur. 1624 (H.1034) senesinde
dedesi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin vefât ettiği yıl doğdu. O doğacağına yakın
babası Muhammed Ma'sûm'a, İmâm-ı Rabbânî hazretleri; "Bu yakınlarda
doğacak oğlun, yüksek mârifetlere ve sırlara kavuşacak, zamânının anlamaktan
âciz kalacakları bir insân-ı kâmil olacaktır" buyurdu. Ona Şâh-ı Nakşibend
Muhammed Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin ismini verdiler.
Muhammed Nakşibend hazretleri, sağlığında zamânın devlet reislerine,
beylere, vâlilere, âlimlere ve sâlihlere nasîhat eder, uzakta olanlarına ise
mektuplar yazarak dînin emirlerini bildirirdi. Bunlar iki cild hâlinde
toplanmıştır. Birinci cildde yüz yirmi sekiz, ikinci cildde altmış sekiz mektup
vardır. Mektuplarından birinde buyurdular ki:
"Allahü teâlâya hamd olsun. Seçtiği kullara selâm olsun. Mektubunuzla
şereflendik. İkrâmlarınız da geldi. Duâ etmemize sebep oldu. Hadîs-i
şerîfte; (Duâ kapılarının kendisine açıldığı kimseye [yâni duâ
nasip olan kimseye] kabûl kapıları ve Cennet, yâhut rahmet
kapıları da açılır) buyuruldu. O hâlde duâda kusur etmemelidir. Kapalı
kapıları duâ anahtarı ile açmalıdır. İhtiyaçlarını Allahü teâlâdan yalvararak
ve O'na sığınarak istemeli, âhiret kurtuluşunu onlarda görmelidir. Hadîs-i
şerîfte buyruldu ki: (Duâ müminin silâhıdır, dînin direğidir. Göklerin ve
yerin nûrudur. Her şeyi Hak teâlâdan istemelidir. Ayakkabının bağı, yemeğin
tuzu bile olsa.)
Duânın kabûl olması için olan şart ve edepler: Yemekte ve giymekte haramdan
sakınmak, Allah'a karşı ihlâslı olmak. Duâdan önce namaz veya benzeri sâlih bir
amel işlemek, abdestli olmak, temiz olmak, kıbleye karşı diz çöküp oturmak, duâ
ederken Allahü teâlâya hamdü senâ etmek, Resûlullah efendimize salevât-ı şerîfe
getirmek, iki elini uzatıp, omuzları hizâsına kaldırmak, elinde eldiven
olmamak, isterken Allahü teâlânın isimleri ve sıfatları ile istemek, meselâ; yâ
Rabb-el-âlemîn, yâ Ekrem-el-ekremîn, yâ Erhamerrâhimîn... gibi. Avuç içleri açık
olmak, edeb üzere bulunmak, hudû' ve huşû' hâlinde olmak. Kendini eksik,
kusurlu, zavallı ve kırık bilmektir.
Duânın kabûl zamanları ise; Kadr gecesi, Arefe günü, Ramazân-ı şerîf ayı,
Cumâ günü, gecenin ilk üçte biri, gece yarısından sonra, gecenin son üçte biri,
gecenin ortası ve seher vakitleridir. Bunlardan en önemlisi cumâ saatidir.