Hidâyet rehberi Ârif-i Rîvegerî
04/02/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Bu mübarek zat, küçük yaşta
tahsile başladı. Abdülhâlık Goncdüvânî hazretleri ile tanıştıktan
sonra bütün dünyası değişti...
Ârif-i Rîvegerî hazretleri, Silsile-i aliyyenin onuncusudur.
Buhara'ya 30 km uzaklıkta bulunan Rîveger (Rîvgir) köyünde dünyaya geldi. 616
(m. 1219) senesinde aynı köyde vefat etti.
Bu mübarek zat, küçük yaşta tahsile başladı. Zekâ ve
kavrayışının parlaklığı sebebi ile hızla ilerledi. Bu esnada ilim ve hikmet
sahibi, ibadet şartlarını harf harf yerine getiren, insanlara doğru yolu
göstermede zamanın kutbu Abdülhâlık Goncdüvânî hazretleri ile tanıştı ve bütün
dünyası değişti. Daha ilk günde ebedî saadet tacının başına konduğunu hissetti.
Derhal kendisine bağlandı, vefatına kadar hiç ayrılmadı...
Hocası ilk sohbetinde ona şöyle buyurdu:
"Hak yolcusu talebe, zamanının değerini gayet iyi bilmelidir.
Üzerinden vakitler geçip giderken kendisinin ne hâlde olduğunu sezmeye
bakmalıdır. Şayet geçen bir an içinde, huzurlu olduysa, bunu iyi bir hâl
bilmeli. (Allahıma şükürler olsun) demelidir. Eğer gafletle geçip gitmiş ise,
hemen onu telafi etme yoluna gitmeli, yüce Yaradan'a nefsani mazeretini
bildirip Ondan bağışlanmasını dilemeli, estagfirullah demelidir..."
Ârif-i Rîvegerî, hocası Abdülhâlık-ı Goncdüvânî hazretlerinin
hayatlarında ona hizmet etmekle meşhur olup, pek çok feyiz ve bereketlere kavuştu.
Yüksek üstadının vefatından sonra onun yerine Peygamber efendimizin ve
Eshabının yolunu insanlara öğretme işine memur oldu. Himmet, inayet ve
gayretlerini Allahü teâlâyı arayanlara sarf etti.
Pek çoğunun hidâyete ve evliyalık makamlarında yüksek derecelere
kavuşmalarına vesile oldu. Zamanının bir tanesi idi. Herkese çok iyi ve yumuşak
davranır, kimsenin kalbini kırmazdı. Nefsinin istediklerini hiçbir zaman
yapmaz, istemediklerini yapmak, ruhunu yükseltmek için çok çalışırdı.
Haramlardan şiddetle kaçar, hatta harama düşmek korkusu ile mubahların
fazlasını terk ederdi. Geceleri vaktini hep ibadetle geçirir, gündüzleri talebe
okutur, sünnet olduğu için; gündüz öğleden önce bir miktar uyurdu. (Buna
kaylule denir.) Peygamber efendimizin sünnetini çok iyi bilir, onun
unutulmaması için çok gayret gösterirdi.
Ârif-i Rîvegerî hazretleri, sohbetlerine şöyle başlardı:
"Allahü teâlâ hepimizi dünya ve ahiretin efendisi ve bütün
insanların her bakımdan en yükseği ve en iyisi olan Resulullaha tâbi olmak
saadetiyle şereflendirsin! Çünkü Cenab-ı Hak, Ona tâbi olmayı, Ona uymayı çok
sever. Ona uymanın ufak bir zerresi bütün dünya lezzetlerinden ve bütün ahiret
nimetlerinden daha üstündür. Hakiki üstünlük, Onun sünnet-i seniyyesine tâbi
olmaktır.”
Ârif-i Rîvegerî hazretleri uzun bir ömür yaşadı. Kabrini ziyaret edenler, onun feyiz ve bereketlerine kavuşmaktadır...