Şa'bân, ramazâna hazırlık ayıdır

04/02/2025 Salı Köşe yazarı R.A

Şa'bân ayı, Receb ile Ramazânı birleştiren bir köprü gibidir. Mü’minler, geçen günlerden ibret alırlar, bugünkü günü ganîmet bilirler...

 

Allahü teâlâ, kullarına çok şefkat ve merhamet ettiği, yani acıdığı için, bazı gecelere, günlere ve aylara kıymet vermiş; bu kıymetli zamanlardaki duâ ve tevbeleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır. Bu kıymetli zamanları ihyâ etmeli ve bunlara saygı göstermelidir. Saygı göstermek ise, harâm işlememekle olur.

 

Şa’bân ayı, Receb ile Ramazânı birleştiren bir köprü gibidir. Mü’minler, geçen günlerden ibret alırlar, bugünkü günü ganîmet bilirler, yarınki güne çıkıp çıkamayacaklarını bilemediklerinden, sıhhat ve âfiyet içerisinde hayırlı günlere kavuşmak için Cenâb-ı Hakk’a tazarru’ ve niyâz ederlerdi.

 

Müslümânlar, târih boyunca Şa’bân ayını, gafletten uzak olarak, günâhlardan sakınarak ve geçmişte işlemiş oldukları günâhlara da tevbe ve istiğfâr ederek, Ramazân ayını karşılamak için bir fırsat ve ganîmet bilirlerdi.

 

Sevgili Peygamberimiz, bir hadîs-i şerîfinde buyurdu ki:

 

“Şa’bân ayı, öyle fazîletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfildirler. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim.” [Nesâî]

 

Tabîî ki bu konuda başka hadîs-i şerîfler de vardır:

 

“Ramazân ayından sonra en fazîletli oruç, Şa’bân ayında tutulan oruçtur.” [Tirmizî]

 

“Ramazân ayı dışında, Allah rızâsı için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesâfe kadar Cehennem’den uzaklaşır.” [Ebû Ya’lâ]

 

Bir zamânda veyâ bir yerde yâhut bir şeyi okumakta, yapmakta, çok sevâb verileceğini işitince, o sevâba kavuşmağa niyyet ederek yapana, bu haber doğru olmasa bile, Allahü teâlâ, o sevâbları ihsân edebilir.

 

Fakat, bunun İslâmiyyet tarafından yasak edilmemiş bir şey olması lâzımdır. Nâfile ibâdetlerin sevâblarına kavuşabilmek için, îmânda ve farzlarda kusûr olmaması, günâhlara tevbe etmek ve ibâdet olarak yapmaya niyyet etmek şarttır.

 

Sağlığı yerinde olan, Şa’bân ayının çoğunu, hattâ tamâmını oruçlu geçirebilir. Ama bünyesi zayıf olanların, Şa’bân ayının 15’inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazân-ı şerîf orucuna hazırlanmaları iyi olur.

 

Şa’bân ayı, Ramazân-ı şerîf’e hazırlık ayıdır. Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) anlattığına göre:

 

Resûlullahın Eshâbı, Şa’bân ayının hilâlini görünce, Mushaf-ı şerîf üzerine kapanıp, Kur’ân-ı kerîm okumağa devâm ederlerdi.

 

Müslümânlar bu ayda, mâllarının zekâtlarını çıkarıp, Ramazân-ı şerîfte oruç tutacaklara kuvvet ve kudret bahşetmek için, fakîr, miskîn ve zayıflara verirlerdi.

 

Hâkim ve vâlîler, zindân ve hapishânede olanları huzûrlarına getirtip cezâlarını hafîfletir veya serbest bırakırlardı.

 

Tüccâr, alacaklarını alır, borçlarını da öderlerdi.

 

Ramazân hilâlini (ayını) görünce de gusledip, i’tikâfa çekilirlerdi.

 

Resûlullah Efendimiz, Berât gecesinde çok ibâdet, çok duâ ederdi.