"Kudüs Fatihi" Selâhaddîn-i Eyyûbî
04/03/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Selâhaddîn-i
Eyyûbî hazretleri, Eyyûbîler Devleti'nin kurucusudur. 1137’de
Tekrit’te doğdu. 4 Mart 1193 târihinde Şam’da vefât etti. Bugün onun
vefat yıl dönümüdür. Rahmetle yâd ediyoruz...
Selâhaddîn-i Eyyûbî,
Mısır Sultânı olunca, Orta Doğu’da çıbanbaşı olan Haçlıları bölgeden atmak
için, büyük bir faaliyet içine girdi. Bu durum, başta Papalık olmak üzere,
Haçlıları telaşlandırdı... Büyük ordular topladılar, büyük savaşlar
yapıldı. Ancak her seferinde bozguna uğradılar...
Selâhaddîn-i
Eyyûbî, 1187 senesinde; Birinci Haçlı Seferinden beri işgâl
altındaki Kudüs'ü hedef tâyin ederek, yola çıktı ve Haçlıları,
bozguna uğratarak Kudüs şehrini teslim aldı... Mübârek Kudüs şehrini teslim
alınca; Birinci Haçlı Seferi sonunda, Haçlıların Müslümanları
câmilerde genç, ihtiyar, çocuk, kadın, erkek ayırt etmeksizin öldürüp,
sokaklardan akan kan, atların karnına yükseldiği gibi, hunharca katliam
yaptırmadı.
Kudüs’ün 89 yıl sonra
tekrar Müslümanların eline geçmesi, İslâm âlemini çok sevindirdi.
Ancak, Papalığın propagandasıyla Avrupa kıtası ve Hıristiyan âleminde
Müslümanlar üzerine sefer hazırlığı başladı. Papa lll. Clemens’in
teşvikiyle Fransa, İngiltere Kralları ile Almanya İmparatoru kumandasındaki
Hristiyanlar Müslümanlar üzerine yürüdü ve Üçüncü Haçlı Seferi (1189-1192)
yapıldı. Hıristiyan âleminin bütün imkânlarını seferber ederek hazırladığı
bu Haçlı Seferi de hezimetle neticelendi. Selâhaddîn-i Eyyûbî,
Filistin’deki hâkimiyetini kuvvetlendirdi. Kudüs’ü tahkim ettirip, Suriye’ye
yerleşti...
Selâhaddîn-i Eyyûbî,
1193 Şubat'ında hastalandı. On dört gün yattı ve 4 Mart'ta vefât etti.
Kabri Şam’da Medresetü’l-Aziziye’dedir.
Selâhaddîn-i Eyyûbî hazretleri
ölmeden önce, şöyle vasiyet etti:
"Ben öldükten
sonra cenazemin önünden askerlerim, daha sonra hizmetçilerim, daha sonra da
hanımlarım yürüsün. Sonra da hazinede ne kadar altın ve mücevher varsa
arabaya konulup yürütülsün. En son olarak da beni ihtişamlı bir arabayla
defnedileceğim yere götürün..."
Hükümdar öldükten
sonra bu söylediklerinin yapılıp yapılmaması konusunda ihtilaf çıkar. En
sonunda, "vasiyettir, yapalım" derler... Cenaze defnedildikten sonra,
zamanın âlimlerine, "Hükümdar neden böyle bir vasiyette bulundu?"
diye sorulur. Âlimler şöyle cevap verir:
-Hükümdar, ölümüyle bile bize ders verdi! Dünyanın her şeyi dünyada
kaldı, ahirete giderken yanımızda hiçbir şey götüremeyeceğimizi anlattı...