Lokman aleyhisselam
04/05/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Davud aleyhisselam zamânında, Umman tarafında yaşayan Hazreti
Lokman, tabiplerin pîridir. Hikmetli sözleri ve nasîhatleri
meşhurdur...
Hazreti Lokman, peygamber veya velîdir. Davud aleyhisselam zamânında,
Arabistan’ın Umman tarafında yaşadı. Davud aleyhisselamla görüşüp ondan ilim
öğrendi. Davud aleyhisselama peygamberlik bildirilmeden önce, müftî olan Lokman
Hakim, Davud aleyhisselama peygamberlik bildirildikten sonra fetvâ vermeyi
bıraktı ve ona ümmet oldu. Kendisine hikmet verildi. Eyyub aleyhisselamın
teyzesinin oğlu olduğu da rivâyet edilmektedir...
Lokman ismi Kur’ân-ı kerîmde geçmekte olup, bir sûreye (otuz birinci sûre)
Lokman ismi verilmiştir. Bu sûrenin on ikinci âyetinde meâlen; “Biz
Lokman’a hikmet verdik” buyurulmaktadır. Buradaki hikmet tâbirinin;
akıl, anlayış, ilim, ilimle amel etmek ve doğru karar vermek demek olduğu
tefsîr kitaplarında yazılıdır.
Lokman Hakim tabiplerin pîridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasîhatler
meşhurdur...
Lokman Hakim’e "Sen bu hâle nasıl geldin?" dediklerinde;
“Doğru sözlü olmak, emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle”
cevâbını verdi...
İnsanlar ondan nasîhat istediler, o da şöyle nasîhat etti:
"Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilmesi için sekiz şeye
dikkat etmek herkese lâzımdır. Dört zamanda dört şeyi korumak
gerekir: Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir
kimsenin evine girince de gözü korumaktır... İki şeyi hâtırdan hiçbir zaman
çıkarmamalıdır. Bunlar; Allahü teâlânın büyüklüğü ve ölümdür... İki şeyi de
tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik ile dost
ve yakınlardan görülen kötülüktür.”
Lokman Hakim’in oğluna nasihatlerinin bir kısmı şöyledir:
“Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Gemin
takvâ, yükün îmân, hâlin tevekkül olsun, umulur ki kurtulursun.”
“Ey oğlum! Allahü teâlâyı anan (hâtırlayan) insanlar görürsen onlarla otur.
Âlim olsan da, ilminin faydasını görürsün ve ilmin artar, sen ehil isen sana
öğretirler. Allahü teâlâ onlara olan rahmetinden seni de faydalandırır. Allahü
teâlâyı zikretmeyenleri görürsen onlardan uzak dur.”
“Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Çünkü dînini bozar ve insanlar yanında
mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.”
“Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana
tamah etmekten sakın. Kazâya râzı ol ve Allahü teâlânın sana verdiği rızka
kanâat et.”
“Ey oğlum! Sükût etmekle pişmân olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır.”
“Ey oğlum! Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma. Uyuduğun ve uyumak
mecbûriyetinde kaldığın gibi, ölüme de mahkûmsun. Dirilmekten de şüphe
ediyorsan, uykudan uyanma. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da
dirileceksin.”
“Ey oğlum! Helâl kazanç ile yoksulluktan korun. Yoksul kimse şu üç musîbetle
karşılaşır: Din zayıflığı, akıl zayıflığı ve mürüvvetin kaybolması.”
“Ey oğlum! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.”