"Ezvac-ı tahirat"tan Hatice Validemiz
04/07/2024 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hazret-i Hatice Validemiz
cömertti, şefkatliydi, merhametliydi... İlk iman eden hanım o oldu, varını
yoğunu İslamiyet’in yayılması için sarf etti.
Sevgili
Peygamberimiz (aleyhisselâm) 25 yaşına kadar evlenmediler. İlk izdivaçlarını,
kendilerinden 15 yaş büyük, daha önce evlenip çocuk sahibi olan Hazret-i Hatice
Validemizle yaptılar. Server-i Kâinatın mübarek evlâtlarından Kâsım, Zeyneb,
Rukayye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah (Tayyib) Hazret-i
Hatice'den (aleyhimürrıdvan) doğdu.
Hazret-i
Hatice Validemiz vefat ettiğinde 65, Efendimiz ise 50 yaşında idi. Bu bütün
gençliklerini yaşlı ve dul bir hanımla geçirdiler demekti...
Hatice
validemiz fevkalade kabiliyetli, âlime, tahire, fazıla idi... Talibi çoktu
ama hiçbirini düşünmedi. Bir gece rüyasında "Sen ahir zaman peygamberinin
zevcesi olacaksın" denildi. Hayli tesirinde kaldı ve Mekke bilgelerinden
akrabası Varaka bin Nevfel'e tabir ettirdi. Henüz Efendimizi tanımıyordu
ama işaretler barizdi...
O
günlerde Şam'a kervan çıkarıyordu. Kafilenin başına tecrübeli isimleri
geçirebilirdi ama "Muhammed-ül emin"i tercih etti. Dönüşte kâhyası
Meysere'den Habibullah hakkında şaşırtıcı şeyler dinledi...
O
sıra Efendimizin amcası Ebu Talib biricik yeğenini evlendirmeye
çalışıyordu, lâkin eli dar, gücü belliydi. Hazret-i Hatice Validemiz onları hiç
üzmedi, nikâh teklifini memnuniyetle kabul etti...
Hatice-tül
kübra cömertti, şefkatliydi, merhametliydi. Efendimizin âdeta üstüne titredi.
İlk iman eden hanım o oldu, varını yoğunu İslamiyetin yayılması için sarf etti.
Hazret-i
Aişe Validemiz buyuruyor ki: "Efendimiz kurban kestikleri zaman Hatice'nin
arkadaşlarını unutmaz tek tek et gönderirlerdi. Onlara çok iltifat ederlerdi...
Bir gün dayanamadım. 'Ya Resulallah! O yaşlı bir hanım idi, Allahü
teâlâ size daha genç ve güzelini nasip etmedi mi?' dedim. Efendimiz 'Hayır,
bana ondan daha hayırlısını nasip etmedi. Herkes beni yalanlarken o bana iman
etti. Herkes bana düşman iken o bana dost idi. İnsanlar mallarından beni mahrum
ederken o servetini önüme serdi' buyurdular."
Bir
gün Cebrail aleyhisselam vahiy getirmişti. Efendimize "Allahü teâlâ
Hatice'ye selâm ediyor" dedi. Hazret-i Hatice bakın selâmı nasıl
aldı: "Allahüsselâm ve minhüsselâm ve âlâ Cibril esselâm!" Allah
(Celle celalühu) bizzat selâmın kendisidir. Sana ve Cebrail'e de selâm olsun!
Malumunuz
selâm kendisine selâmet istenen kimseye verilir ki Allahü teâlânın böyle bir
temenniye ihtiyacı yoktur. Bu cevap Hazret-i Hatice'nin ilmini, zekâsını,
ferasetini gösterir.
Efendimiz bir gece yalvara yakara sabahlamışlardı ki
Hazret-i Hatice Validemiz "biraz dinlenseniz" dedi. "Gad
meda vaktün nevmi ya Hatice!" Yani (Uyumanın zamanı geçti ya
Hatice!)