İslam medeniyeti şefkat ve merhamet medeniyetidir
04/08/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Şefkat ve merhamet, fertleri birbirine bağlayan, Allahü teâlânın rahmetine ve yardımına kavuşmaya vesile olan yüksek bir haslettir.
Merhamet etmek; acımak, şefkat göstermek demektir.
Allahü teâlânın Esma-i hüsnâsındaki Rahman, Rahim, Rauf gibi
isimlerinin anlamı, merhamet eden, acıyan, şefkat gösteren demektir.
Peygamber efendimizin de sallallahü aleyhi ve sellem
şefkati, acıması çoktu. Kur’ân-ı kerimde mealen “Biz seni âlemlere rahmet
olarak gönderdik.” [Enbiya, 107] buyuruldu. Sevgili Peygamberimiz bütün
hayatı boyunca eshabına (radıyallahü teâlâ anhüm) şefkat ve merhameti
yaşayarak uygulayarak gösterdi. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde, bu
merhametin en güzel örneklerini gören ve yaşayan Eshab-ı kiramı, mealen, (Onlar
birbirlerine merhametlidirler.) [ Feth, 29] diye övmektedir.
Sevgili Peygamberimiz insanların cinsiyetine, rengine,
milletine ve mal varlığına bakmadan şefkat ve merhametle muamele etti. Hicret
ettiği Yesrip beldesi onun rehberliğinde İslam medeniyetinin beşiği olan
Medine-i münevvere oldu.
Peygamber efendimizin ve ashabının asrı olan Asr-ı
saadet İslam medeniyetinin kaynağıdır. Asr-ı saadet, insanlık
tarihinde eşsiz bir medeniyettir. Asr-ı saadet’ten sonra da İslam
devletleri bilhassa bütün cihanı hayran bırakan ecdadımız Osmanlılar
asırlar boyunca gittikleri her yerde insanlara şefkat ve merhametle
davranmışlar, mazlumları korumuşlar, her varlığın hukukunu gözetmişler, Allahü
tealanın kullarının ruhen ve bedenen rahat etmeleri için hayatın her alanında
vakıflar kurmuşlardır. Böylece onlar sayesinde hem beldeler mamur olmuş
hem de insanlar huzur ve refaha kavuşmuştur. İşte şefkat ve merhamet medeniyeti
olan İslam medeniyetine insanlık daima hasret duymuş, hatta günümüz de bile
insanlar bu duygularını “Osmanlı gitti, huzur bitti.” diye ifade
etmişlerdir.
Eşi’at-ül Lemeat'tan alınan ve ecdadımızın şefkat ve
merhamet konusunda kendilerine rehber edindikleri hadis-i şeriflerden
bazıları şunlardır:
İnsanlara merhamet edene Allahü teâlâ merhamet eder.
(Kalbinde merhameti olmayanın imanı yoktur.)[yani
kâmil mümin değildir.]
Allahü teâlânın razı olduğu ev, yetim bulundurulan ve
ona iyilik yapılan evdir.
Küçüklerimize acımayan, büyülerimize saygılı
olmayan, bizden değildir.
İhtiyarlara saygı gösteren ve yardım eden,
ihtiyarlayınca Allahü teâlâ ona da yardımcılar nasip eder.
Başka hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Güçsüzlere, hastalara, yaşlılara ve küçüklere
merhamet edin, acıyın.) [Şir’a]
(Din kardeşinin yüzüne şefkatle bakan affa uğrar.) [İ.Rafii]
(Şakî olan merhametsiz, acımasız
olur.) [Tirmizi] [Şakî; bahtsız, kötü huylu, Cehennemlik demektir.]