Allahü teâlâya verdikleri ahde vefâ gösterenler...
04/10/2022 Salı Köşe yazarı V.T
"Hakîkî îmâna
kavuşan kimseler, Allahü teâlânın himâyesinde olurlar. Hakîkate vâsıl
olmuşlardır."
Ayn-ül-Kudât Hemedânî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’da Hemedan'da yaşadı. Küçük yaşta
ilim öğrenmeye başladı. Bu sırada Hemedan'a İmâm-ı Gazâlî'nin kardeşi Ahmed
Gazâlî geldi. Onun sohbetine yirmi gün kadar devâm etmekle şereflendi. Bu zaman
içinde daha önce onda bulunmayan tasavvuf derecelerine kavuştu. 1130 (H. 524)
senelerinde vefat etti.
Ayn-ül-Kudât bir
sohbetinde şöyle buyurdu:
Kalp, Allahü teâlânın
evidir. Dâvûd aleyhisselâm; "Yâ Rabbî! Seni nerede arayayım!"
deyince, cevap olarak; "Ben, benim için kalpleri kırılmış, benim için
kalpleri harâb olmuşların (evliyânın) yanındayım" buyruldu. Yine bu
mânâdaki hadîs-i kudsîde buyruldu ki: "Yere ve göğe sığmam, ancak mümin
kulumun kalbine sığarım. "Hakîkî îmâna kavuşan kimseler, Allahü teâlânın
himâyesinde olurlar. Hakîkate vâsıl olmuşlardır. Bunlar hakkında hadîs-i
kudsîde buyruldu ki: "Evliyâm, kubbem (örtüm) altındadır. Onları benden
başkası tanımaz. Bunların hâlleri, halkın anlayışlarına sığmaz. Halkın bunlar
hakkında bildikleri, benzetme ve temsilden öteye geçmez. Bunlar öyle bir
kâfiledir ki, Allahü teâlâya verdikleri ahde vefâ gösterirler."
Hadîs-i şerîfte
buyruldu ki; "Allahü teâlânın öyle kulları vardır ki, kalbleri güneşten
daha parlak, fiilleri (amelleri) peygamberlerin amelleri gibidir (yâni
kerâmetleri vardır.) Onlar, Allah katında şehîdler
mertebesindedirler."
Başka bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Size bir kavim bildiriyorum ki, onların Allah katında mertebeleri benim gibidir. Ancak onlar, peygamberler, şehîdler değildir. Enbiyâ ve şühedâ onlara gıbta ederler. Onlar birbirine, Allah rızâsı için muhabbet ederler." Başka bir hadîs-i şerîfte ise; "İnsanlar üç kısımdır. Birinci kısım, hayvanlara benzer. İkinci kısım, meleklere benzer. Üçüncü kısım, Peygamberlere benzer" buyruldu. Birinci kısımda olanların maksadı, hayvanlar gibi yiyip içmektir. Bunlar hakkında A'râf sûresinin 179. âyet-i kerîmesinde meâlen buyruldu ki: "Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Belki daha da aşağıdırlar." İkinci kısımdakilerin maksadı, melekler gibi tesbîh, namaz, oruç gibi ibâdetlerdir. Üçüncü kısım insanların hizmeti, maksadı, aşk-ı ilâhî rızâ-yı Bârî, muhabbetullah ve Allahü teâlâya teslim olmaktır.