Yarısı câmiye çevrilen kilisenin hikâyesi!..
04/12/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Müslümanlar, İslâm
şehri olduğunun sembolü olarak, kılıç zoru ile aldıkları şehrin en büyük
kilisesini câmiye çevirir, diğer kiliselere dokunmazlardı.
İslâmiyeti,
kendilerine ezeli düşman gören Batı için, tarihin şeref levhasına
geçmiş ibretlik bir hadise okuyalım bugün...
Şam’ın fethinde, Hâlid
bin Velîd hazretleri, şehrin bir tarafından girdi. Kendisine karşı konulduğu
için, kılıç kullanarak şehirde ilerliyordu. Hedefi, o zaman şehrin en büyük
kilisesi olan, şimdiki "Emevî Camii" idi.
Şehrin diğer
tarafından da, Ebû Ubeyde bin Cerrâh hazretlerinin komutasındaki askerler yol
alıyordu. Fakat, burada halk kendisine karşı koymuyordu. Bunun için rahat bir
şekilde kılıç kullanmadan ilerliyorlardı. Tabiî ki, bunun ilk hedefi de, şehrin
en büyük kilisesi idi. Müslümanlar, İslâm şehri olduğunun sembolü olarak,
kılıç zoru ile aldıkları şehrin en büyük kilisesini câmiye çevirir, diğer
kiliselere dokunmazlardı. İstanbul’un fethinde olduğu gibi.
Bu iki büyük kumandan,
aynı anda iki ayrı kapıdan bu kiliseye girdiler. Ve kilisenin ortasında
birbirleri ile karşılaştılar... Bu büyük zafer için birbirlerini tebrik
için kucaklaştılar. Hâlid bin Velîd hazretleri, kilisenin câmiye çevrilmesini
istedi. Bu teklîfe, Hazreti Ebû Ubeyde karşı çıktı:
- Yâ Hâlid! Bilmez
misin, sulh, barış yolu ile alınan şehrin kiliselerine dokunulmaz!
- Fakat ben buraya
kadar kılıç kullanarak geldim.
- Ben ise barış yolu
ile buraya kadar geldim.
- Peki o zaman ne
yapacağız yâ Ebâ Ubeyde?
- Kilisenin yarısı
yine kilise olarak kalacak, diğer yarısı câmiye çevrilecek! Çünkü, kilisenin
yarısı kılıç zoruyla, diğer yarısı sulh yoluyla alındı.
Hâlid bin Velîd’in,
karara en ufak bir şekilde bile tepkisi olmadı. Hattâ, Ebû Ubeyde bin Cerrâh
hazretlerine teşekkür etti...
Bu hâdiseden sonra,
kilisenin yarısı câmiye çevrildi. Melik bin Mervân zamanına kadar bu böyle
devam etti. Mervân kilisenin tamamını câmiye çevirdi. Hıristiyanlar mecburen
buna razı oldular.
***
Yıllar sonra,
adâletiyle meşhur Ömer bin Abdülazîz halîfe oldu. Hıristiyanların ileri
gelenleri bir araya gelip bu durumu ona bildirdiler. Halîfe
isteklerini dinledi ve meseleyi Kâdıya havale etti. Kâdı kararını
açıkladı:
- Câminin yarısı size
tekrar kilise hâline getirmeniz için iâde edilecektir!
Bu sefer de
Müslümanlar söz istediler:
- Efendim, kararınıza
itirazımız yoktur. Ancak, malumunuz dînimize göre, kullanılmayan ibâdethâneler,
dava edilmesi hâlinde kapatılır. Şam’da ve başka şehirlerde kullanılmayan
çok kilise var. O zaman biz de onların kapatılmasını talep ediyoruz.
Hıristiyanlar bu beklenmedik gelişme karşısında, ne yapacaklarını şaşırdılar. Kendi aralarında görüşüp davalarından vazgeçtiler...