Ruhun gıdası, Allahü teâlâya kulluk etmektir
05/01/2020 Pazar Köşe yazarı S.K
Ruhu besleyen gıda, onu ve her şeyi yoktan var eden Allahü teâlâya
doğru iman, Ona ibadet ve kulluk etmektir.
İnsanları Allahü teâlâ yarattı. Onlara bedenlerinin yanında bir de ruh
verdi.
İnsanın ruhu da bedeni gibi gıdaya muhtaçtır. Ruh maddiyat ile beslenemez.
Yalnız maddiyata inanan kimseler çok kere dertlerine, sıkıntılarına çare
bulamayıp ümitsizliğe kapılmaktadırlar.
Ünlü Rus yazar Solzhenitsyn [Soljenitzin], Amerika’ya yerleştiği
zaman, kendisinin büyük sıkıntılardan, rûhî bunalımlardan, makine olmaktan
kurtulacağını zannetmişti. Bir gün, bir üniversitede Amerikan gençlerini başına
toplayarak onlara şöyle hitap etmişti:
"Ben buraya gelince, çok bahtiyar, mutlu ve huzurlu olacağımı
zannetmiştim. Ne yazık ki, burada da büyük bir boşluk hissediyorum. Çünkü siz,
artık maddenin esîri olmuşsunuz. Evet, burada hürriyet var, herkes istediğini
yapıyor. Fakat ancak maddeye ehemmiyet veriyor. Ruhları bomboş. Hâlbuki
insanı hakiki insan yapan, onun tekâmül etmiş, gelişmiş, temizlenmiş
ruhudur. Size tavsiyem şudur: Ruhunuzu geliştirmeye, güzelleştirmeye bakın!
Ancak o zaman, memleketinizde bulunan ve sizi de üzen çirkinlikler yok olmaya başlar.
Dîne ehemmiyet verin! Din, insan ruhunun gıdasıdır. Dînine bağlı
insanlar, her işte sizin en büyük yardımcınız olacaktır. Çünkü onları, Allah
korkusu doğru yoldan ayırmaz. Sizin en büyük zabıta kuvvetiniz bile, herkesi
gece gündüz murakabe [kontrol] edemez. İnsanları fenalıktan alıkoyan polis
değil, onların duyduğu Allah korkusudur..."
Yukarıda belirtildiği gibi, insan ruhunun gıdası dindir. İnsan,
üstün bir kudret sahibinin varlığına inanmaya ve ona bağlanmaya muhtaçtır.
İnkâr edenler bile muhakkak bir gün, bu ihtiyacı duyarlar. İnsanın bu
ihtiyacını din giderir.
Din, insanların kendilerini ve her şeyi yoktan var eden Allahü
teâlâya, doğru olarak nasıl iman edileceğini, Ona nasıl ibadet ve kulluk
edileceğini gösterir. İnsanlar bu ihtiyaçlarını doğru olarak
gideremezlerse çeşitli sapık düşüncelere ve uydurma fikirlere bağlanırlar.
İnsanların bu ihtiyaçlarını en doğru, en yeni ve dünya
şartlarına göre en uygun gideren din İslamiyet’tir. Diğer dinler ve bu konuda
insanlar tarafından ortaya konan düşünceler aslâ ruha şifa ve deva olamaz.
Nitekim İslamiyet’i inceleyip üstünlüğüne hayran olan birçok tanınmış
şahsiyetler Müslüman olmuşlar, aradıkları huzura ve gönül rahatlığına
kavuşmuşlardır.