Meleklerin yıkadığı zât...
05/01/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Hazret-i Hanzala (radıyallahü
anh), Medîneli bir sahâbî olup, lâkabı,(Gasîl-ül melâike) idi.
Uhud’dan önce
nikâhlandı.
Bir gün önce de düğünü
oldu.
Ve o gece gerdeğe
girdi.
Ama heyecan içindeydi.
Yarınki savaşı
düşünüyor ve;
“Ya
yetişemezsem!” diyordu.
Bu korkuyla kırpmadı
gözünü.
Bir müddet sonra
fırladı yataktan.
Kılıcını kapıp
koşturdu Uhud'a.
Gusletmeyi unuttu
telâşeden.
Cenk yerine
vardığında, Resûlullah safları düzeltiyordu.
Süratle koşup girdi
son safa.
Ooh, cenge yetişmişti.
Şimdi bir şeyi
düşünüyordu:
Şehit olmayı!..
Nihâyet harp bitmiş,
müşrik ordusu bozulmuş, küffâr sağa sola kaçıyordu artık!
Ama Hazret-i Hanzala
mahzundu.
Çünkü şehit
olamamıştı.
İşte tam o esnada,
sırtına soğuk bir çeliğin girdiğini hissetti!
Vücudundan oluk gibi
kan fışkırırken, ikincisi saplandı!
Derken üçüncüsü.
Sonra dördüncüsü...
Ve nihâyet kanlar
içinde yığılıverdi oracığa!
İstediğine kavuşmuştu.
Resûlullah Efendimiz;
"Hanzala'yı
göklerde gördüm. Melekler, Cennet suyu ile yıkıyorlardı onu" buyurdular.
Bunun için almıştı bu
lâkabı:
Gasîl-ül melâike...