Rüşvet vermek ve almak
05/05/2024 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bir kimse, dinini, malını, ırzını korumak veya herhangi bir kimseyi zalimlerin zulmünden kurtarmak için rüşvet verebilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Rüşvet olarak istenip alınan mal, insanın mülkü olmaz. Veren, geri
isteyebilir. İstemeden verdi ise, geri isteyemez. Fakat alanın bunu geri
vermesi vacip olur. Bir âlime, kendine şefaat etmesi veya zulümden kurtarması
için, önceden verilen şey rüşvet olur. Fakat sonra verilen hediyesini alması
caiz olur. Önceden istemesi haramdır. Önceden verilen hediyeyi almanın, hocanın
talebesinden hediye alması caiz denildi. Dinine, malına, canına zarar
gelmesinden korkan kimsenin rüşvet vermesi caizdir. Dinini, malını ve canını,
zalimlerin zulmünden korumak için ve hakkını kurtarmak için bir şey vermek
rüşvet olmaz. Alana günah olur.”
Farzları yapabilmek ve haramlardan kurtulabilmek için verilen mal da rüşvet
olmaz. Bunları almak günah olur. Yine İbni Âbidînde rüşvet almanın haram olduğu
anlatılırken, rüşveti dörde ayırmaktadır. Müftü, hâkim, vali olmak için rüşvet
vermek ve birinin, haklı dahi olsa, memura, hâkime rüşvet vermesi ve bunların
almaları haramdır. Çünkü zaten vacip olan şeyi yapmak için bir şey almak caiz
değildir. Bu işleri yaptıktan sonra, istemeden verilen hediye, rüşvet olmaz.
Memurların zulmünden kurtulmak veya hakkını almak, malını, canını, dinini,
ırzını korumak için memura veya aracıya vermek caizdir. Bunların alması ise
haramdır. Zulüm yapılması için vermek ve almak da haramdır.
Sual: Herhangi bir kimsenin verdiği hediyeyi almanın, kabul etmenin hükmü
nedir?
Cevap: Bir kimse, kendi malından hediye verse, istenmeden verilen bu
hediyeyi almak, kabul etmek sünnettir. Mektûbât-ı Ma'sûmiyyede deniyor ki:
“Peygamber efendimiz hazret-i Ömer'e hediye gönderdi. Kabul etmedi. Geri
göndermesinin sebebini sordu. (İnsan için hayırlı olan, kimseden bir
şey almamaktır) buyurdunuz deyince, (İsteyip de almak için
demiştim. İstemeden verilen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır. Onu
alınız!) buyurdu. Hazret-i Ömer de; 'Allahü teâlâya yemin ederim ki,
kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden verileni alacağım' dedi.”
Hediye almanın, tevekküle mâni olmadığı, Makâmât-ı Mazheriyyede yazılıdır.