Müslüman gençlerde bulunması gereken edep ve hayâ
05/08/2019 Pazartesi Köşe yazarı R.A
“En büyük edeb, İlâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, yani Allahü
teâlânın emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır.”
Aslında edep ve hayâ, genç olsun, yaşlı olsun; erkek olsun, kadın olsun,
herkes için lâzımdır. Allahü teâlâ buyurmuştur ki (meâlen): “Şüphesiz
ki, Resûlullah’ta (Allah’ın elçisinde), Allah’a ve âhiret gününe îmân edenler
ile Allah’ı çok anan kimseler için, üsve-i hasene=nümûne-i imtisâl=güzel bir
örnek vardır.” [Ahzâb, 21]
Resûlullah (aleyhisselâm) Efendimiz de “Ben, güzel ahlâkı
tamâmlamak için gönderildim” [Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i] “Beni,
Rabbim terbiye etti ve edebimi de ne güzel yaptı” [İmâm Suyûtî] buyurmuştur.
Yukarıdaki bir âyet-i kerîme ve 2 hadîs-i şerîf meâlinden sonra, şimdi de,
konumuzla ilgili, önce, bazı büyüklerden, teberrüken 3 söz nakledelim:
Seyyid Muhammed Behâeddîn-i Buhârî Şâh-ı Nakşibend hazretleri “Bizim
yolumuzun başı edep, ortası edep, sonu da edeptir” buyurmuştur.
İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed Fârûkî Serhendî hazretleri de “Hiçbir
bî-edep, vâsıl-ı illallah olamamıştır: Hiçbir edepsiz, Allahü teâlâya
kavuşamamıştır” buyurmuştur.
Yûnus Emre hazretleri ise “Edep başta bir tâc imiş nûr-i Hudâ’dan/Giy ol
tâcı, emîn ol her belâdan” buyurmuştur.
O hâlde, bu kadar mühim olan “Edeb” ne demektir?
“Edeb”: Güzel hâllere ve huylara sâhip olma ve utanılacak
hareketlerden sakınma, her hususta haddini bilip, sınırı gözetme hâlidir.
Şimdi mevzumuz hakkında, bazı âlim ve velîlerden de birtakım nakiller
yapalım:
“Bir kimsenin edebli olması, iyi kalplilik ve akıllılık alâmetidir.” (Sırrî-yi
Sekatî)
“Kul için, güzel edebden daha iyi mertebe görmedim. Çünkü aklın hayâtı
edebdir. İnsan edeb ile dünyâ ve âhirette yüksek derecelere kavuşur.” (Ebû
Osmân Hîrî)
“İnsanlar, edebe, ilimden çok daha fazla muhtaçtırlar.” (Abdullah
bin Menâzil)
“Allahü teâlâya karşı edeb, O'nun emirlerini yerine getirmekle olur.
Avâmın, halkın edebi, dînin emirlerine uymak; havâssın, seçilmişlerin edebi,
dînin emirlerine uymakla berâber kalbi zikir (Allahü teâlâyı anma) nûru ile
aydınlatmak, gönülden Allahü teâlâdan başka her şeyi çıkarmaktır.” (İmâm-ı
Gazâli)
“Din büyüklerinin yolu baştan sona edebdir.” (İmâm-ı Rabbânî)
“Âdemoğlunun edebden nasîbi yok ise, insan değildir. Âdemoğlu ile hayvân
arasındaki fark budur. Gözünü aç ve gör ki, Allahü teâlânın bütün kelâmının
mânâsı, âyet âyet edebden ibarettir.” (Şems-i Tebrîzî)
“En büyük edeb, İlâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, yani Allahü
teâlânın emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır.” (Abdülhakîm-i
Arvâsî)
Hüseyin bin Saîd-i İstanbûlî hazretleri bir şiirinde
buyurmuştur ki:
“Edeb ehli edebden hâlî olmaz,
Edebsiz ilim öğrenen âlim olmaz.”