Resûlullah efendimizi çok sevmek lâzımdır
05/11/2019 Salı Köşe yazarı R.A
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bir kimse, beni kendi nefsinden,
ehlinden ve bütün insanlardan dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz.”
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, baştan sona kadar, Resûlullah Efendimizi
övmektedir. Bu konudaki âyet-i kerîmelerden bazılarının meâlleri şöyledir:
“Biz, seni, âlemlere rahmet olarak gönderdik.” [Enbiyâ, 107]
“Allah ve melekleri, Nebîye salât kılıyor, ey îmân edenler, siz de salât u
selâm getiriniz.” [Ahzâb, 56] [Allah’ın ona salât kılması, rahmet etmesi; meleklerin
salât kılmaları da istiğfâr etmeleri manasındadır. Müminlerinki ise, duâ
anlamındadır.]
“(Ey habîbim!) De ki, ey insanlar, ben, Allah’ın hepiniz için
gönderdiği Resûlüyüm.” [A’râf, 158]
“Rabbinin, sana verdiği nimetler sâyesinde, sen mecnûn değilsin. Senin için
bitmeyen, sonsuz mükâfât vardır. Elbette sen, büyük bir ahlâk üzeresin.” [Kalem, 2-4]
“Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de râzı olacaksın.” [Duhâ,
5]
“Furkânı [Kur’ânı], kuluna [Muhammed aleyhisselâma], âlemlere [Cin
ve insanlara İlâhî azap ile] korkutucu [uyarıcı] olarak
indiren [Allah’ın şânı] ne yücedir.” [Furkân, 1]
“Resûllerden kimisini kimisine üstün kıldık.” [Bakara, 253]
“Nebîlerden bazısını bazısından üstün kıldık.” [İsrâ, 55]
Bu iki âyet-i kerîme, Peygamberlerden bazılarının, diğerlerinden üstün
olduğunu göstermektedir.
Resûlullah’ı çok sevmek lâzım olduğu konusunda, pekçok İslâm âlimi birçok
kitap yazmıştır. Çünkü, başta “Sahîh-i Buhârî” olmak üzere, birçok hadîs
kitâbında yer alan bir hadîs-i şerîfte, “Bir kimse, beni çocuğundan,
babasından ve herkesten dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olamaz” buyuruldu.
Yanî o kişinin îmânı olgun olmaz.
Hadîs-i şerîfin diğer bir rivayeti de:
“Bir kimse, beni kendi nefsinden, ehlinden ve bütün insanlardan dahâ çok
sevmedikçe, îmân etmiş olmaz” şeklindedir.
Allahü tealâyı sevenin, O’nun Resûlünü de sevmesi bir vecîbedir, vâciptir,
farzdır. Ayrıca onun Ehl-i Beytini, yakın akrabâsını, Sahâbe-i kirâmını,
yolunda olan âlim ve velîleri, sâlih kulları da sevmesi lâzımdır.
Bunları belirttikten sonra, şunu da ifâde edelim ki, her müminin,
Resûlullah’ı çok sevmesi lâzımdır. Onu çok seven, çok anar ve çok
över. Bir hadîs-i şerîfte de, “Bir şeyi çok seven, onu çok anar” buyuruldu.
Bir gün, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), Peygamber Efendimize, “Yâ
Resûlallah! Ben, zât-ı nebeviyyelerinizi, nefsimden mâadâ, her şeyden daha
fazla seviyorum” demiştir. O da kendisine “Nefsinden de daha
çok sevmedikçe, îmânın kâmil olmaz” buyurmuştur. Bunun üzerine, “şimdi
ben, seni, nefsimden de daha çok seviyorum” deyince, o da ona, 3
defa, “İşte şimdi oldu yâ Ömer! Îmânın kemâle ermiştir” cevâbını
vermiştir.
Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresinin 31. âyetinde meâlen; “(Ey
sevgili Peygamberim!) Onlara de ki, eğer Allah’ı seviyorsanız [ve
Allah’ın da, sizi sevmesini istiyorsanız], bana tâbi olunuz ki, Allah da
sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın [yani Allah ona tâbi olanları
sever]” buyuruyor.