"Sana hakaret eden adama niçin karşılık vermiyorsun?"
05/11/2022 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Bekr bin Abdullah Müzenî
hazretleri Tâbiînin meşhurlarındandır. Enes bin Mâlik, İbn-i Abbâs, İbn-i Ömer
“radıyallahü anhüm” ve diğer Eshâb-ı kirâmın sohbetlerinde yetişti. Bunlardan
hadîs-i şerîf rivâyet etti. İlminin çokluğundan dolayı kâdılık, hâkimlik
makâmına getirilmek istendi. O zaman şöyle buyurdu: "Kendisinden başka
ilâh olmayan Allahü teâlâya yemin ederim ki, ben hâkimlik işini yapamam. Eğer,
bu sözüm doğru ise, sizin beni bu iş için görevlendirmeniz, uygun değildir.
Eğer sözüm yalan ise, yalancı birisini bu vazîfeye tâyin etmeniz doğru olmaz."
Bir cumâ günü vaaza gittiği câmide cemâat oldukça
kalabalıktı. Vaazında bir ara; "Bana, câmide bulunanların en hayırlısı ve
iyisi sorulsaydı, insanlara en çok nasîhat eden, emr-i bil-mâruf ve nehy-i anil
münker yapan, iyiliği emredip, kötülükten nehyedeni, alıkoyanı arar bulur ve
onu gösterirdim. Yine, bana; insanların en şerlisi, kötüsü
kimdir? diye sorulsaydı, insanları en çok aldatanı bulur, onu
gösterirdim" dedi.Hac farîzasını yerine getirmek için Mekke'ye gitti.
Arafat'ta vakfeye durduğu sırada kendi kendine; "Bunlar arasında ben
olmasaydım, Allahü teâlânın hepsini bağışlayacağını ümid ederdim" dedi.
Yaşlı bir zât görünce, bu benden daha hayırlı, daha iyidir. Çünkü o, yaşça
benden büyüktür. Bu sebeple, daha fazla ibâdet yapmıştır. Bir genci gördüğü
zaman, ben ondan daha fazla günâh işledim. O ise, yaşı küçük olması sebebiyle,
daha az günâh işlemiştir, derdi.
Birisi Bekr bin Abdullah Müzenî hazretlerine kötü
sözler söyledi. O da hiç cevap vermeyip, sükût ile karşıladı. Adam bu sefer,
daha da ileri gitti. Daha kötü sözler söyledi. Bunun üzerine, Bekr bin Abdullah
hazretlerine, niçin ona cevap vermiyorsun, suskun duruyorsun. Baksana sana
neler söylüyor, denilince; "Ben onun hakkında, kötü bir şey bilmiyorum ki,
ona karşılık ve cevap vereyim. Hem, onun hakkında yalan yere, olmayan şeyleri
söyleyip, atıp tutmam da bana helâl değildir" dedi.
Ölüm hastalığı sırasında Bekr bin Abdullah Müzenî
başını kaldırıp; "Nefsini Allahü teâlâya tâat, Allahü teâlânın beğendiği
şeyler için alıştıran, Allahü teâlâya isyân, emirlerini yapmaması için onu
zorlayan kula Allahü teâlâ merhâmet etsin" buyurdu. 726 (H.108) senesinde
vefât etti.