Müslümanlar, ilimde, fende ve medeniyette rehber oldu
05/11/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
İslamiyet ilme ve fenne çok önem vermiştir. İslam dini, bütün
yeniliklerin devamlı takip edilmesini ve her gün yeni şeyler keşfetmeyi,
ilerlemeyi emreden bir dindir. Bundan dolayı, İslamiyet’in başlangıcından
itibaren, ilim adamlarına çok ehemmiyet verilmiş, ilmî, fennî ve teknik
tecrübeler yapılmış, Müslümanlar, tıpta, kimyada, astronomide, coğrafyada,
tarihte, edebiyatta, matematikte, mühendislikte, mimarlıkta ve bunların
hepsinin temeli olan, güzel ahlâk ve içtimaî [sosyal] bilgilerde, en mükemmel
dereceye vâsıl olmuşlar, ulaşmışlardır. Bugün dahi saygı ile yâd edilen, anılan
kıymetli âlimler, hakîmler, mütehassıslar, üstatlar yetiştirmişler, dünyanın
hocası, medeniyetin rehberleri olmuşlardır. O zaman, yarı vahşi olan
Avrupalılar, fen bilgilerini İslam üniversitelerinde öğrenmişler, hattâ Papa
Sylvester gibi, Hristiyan din adamları bile Endülüs Üniversitelerinde
okumuşlardır...
Bugün, hâlâ Avrupa dillerinde kimyaya, (Chemie) ve cebire [Arabî
El-cebir kelimesinden] (Al-gebra) ismi verilmektedir. Çünkü bu ilimler, evvela
Müslümanlar tarafından dünyaya öğretilmiştir...
Bugün, insaflı Hristiyanların kabul
ettiği gibi, “hakiki Rönesans”, yani "Eski kıymetli ilimlerin
dönmesi" İtalya’da değil, Abbasîler zamanında, Arabistan’da
başlamıştır ki, Avrupa’daki Rönesans’tan çok çok öncedir...
Ne yazık ki, bu büyük terakki, gelişme, 17. asırda birdenbire
hızını kaybetmiştir. Bu felâkete, "Hıristiyanların, Müslüman olmayanların
yaptığı her şey, ilim, fen ve teknoloji ile ilgili buluşlar, Müslümanlara
haramdır" diyerek, Müslümanların, yeni keşifleri takip etmesine mâni
olan mason ve Yahudi siyaseti ve bunlara aldanan cahil kimseler sebep
oldu...
Müslümanların son zamanlarda, ilim sahasında en büyük rehberi,
Osmanlılar idi. Bütün Hristiyan âlemi bu İslam devletinin, dünyadaki
gelişmelere ve keşiflere kayıtsız kalması için siyasî ve askerî hücumlara
geçtiler. Bir taraftan, haçlı saldırıları, bir taraftan da bunların Osmanlı
devletinin içinde ortaya çıkarıp destekledikleri, maşa olarak kullandıkları,
bidat sâhibi, bozuk itikatlı Müslümanların yıkıcı ve bölücü çabaları,
Osmanlıların fen ve teknikte rehberlik yapmalarına mâni oldu. Türkler,
dışarıdan ve içeriden yapılan saldırılardan dolayı, çok zarara uğradılar.
Tesirleri fazla olan yeni silâhlar yapamadılar. Memleketlerinin büyük
kaynaklarından layığı ile faydalanamadılar. Kendi vatanlarında sanayi ve
ticareti yabancılara kaptırdılar. Fakir düştüler.
İslam düşmanları, dün olduğu gibi bugün de Müslümanların, ilimde
ve fende gelişmelerine bütün güçleriyle mâni olmaya, engel olmaya
çalışmaktadırlar...