İnsan, yaptıklarında serbest midir?
06/01/2025 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: İnsanlar, dünyayada yaptıklarını, kendi tercihleri ile mi, yoksa kendilerine zorla mı yaptırılmaktadır?
Cevap: Allahü teâlâ, insanlara
irade denilen kuvveti vermeyi ve insanların, istediklerini yapmakta,
istemediklerini yapmamakta serbest olmalarını ezelde irade etmiştir. Hiçbir
şeyi zorla yaptırmamaktadır.
İnsanlar,
mahluk olduğu yani yaratıldığı gibi, insanın bütün işleri, hareketleri de,
Allahü teâlânın mahlukudur, yaratmasıdır. Çünkü Ondan başka, kimse bir şey
yapamaz, yaratamaz. Kendi mahluk, yaratılmış olan, başkasını nasıl yaratabilir?
Yaratılmak damgası, kudretin az olduğuna alamettir ve ilmin noksan olduğuna
işarettir. Bilgisi, kuvveti az olan, yaratamaz, icat edemez. İnsanın işinde,
kendine düşen pay, kendi kesbi, yani o iş, kendi kudreti ve iradesi ile
olmuştur. O işi, yaratan, yapan, Allahü teâlâdır. Kesb eden, kuldur.
Görülüyor
ki, insanların ihtiyari, tercihli işleri, isteyerek yaptıkları şeyler, insanın
kesbi ile Allahü teâlânın yaratmasından meydana gelmektedir.
İnsanın
yaptığı işte, kendi kesbi, ihtiyarı yani beğenmesi olmasa, o iş, titreme
şeklini alır. Midenin, kalbin hareketi gibi olur. Hâlbuki, ihtiyari
hareketlerin, bunlar gibi olmadığı meydandadır. Her ikisini de, Allahü teâlâ
yarattığı hâlde, ihtiyari hareketle, titreme hareketi arasında görülen bu fark,
kesbden ileri gelmektedir.
Allahü
teâlâ, kullarına merhamet ederek, onların işlerinin yaratılmasını, onların
kasıtlarına, arzularına tabi kılmıştır. Kul isteyince, kulun işini
yaratmaktadır. Bunun için de, kul mesul olur. İşin sevabı ve cezası, kula olur.
Allahü teâlânın kullarına verdiği kasıt ve ihtiyar, işi yapıp yapmamakta
müsavi, eşittir.
Her
işi yapmanın ve yapmamanın iyi veya fena olduğunu, Peygamberleri ile kullarına
açıkça bildirmiştir. Kul, her işinde, yapıp yapmamakta serbest olup, ikisinden
birini elbette seçecek, iş, iyi veya fena olacak, günah veya sevap
kazanacaktır.
Allahü teâlâ kullarına, emirlerini ve yasaklarını yerine
getirecek kadar kudret yani enerji ve ihtiyar yani beğenmek, seçmek vermiştir.
Daha çok vermesine, lüzum yoktur. Lüzumu kadar vermiştir. Buna inanmayan, kolay
şeyleri anlayamayan kimsedir. Kalbi hasta olduğundan, İslamiyete uymamak
için bahane aramaktadır!