Nasihat vermek kolay kabul etmek güçtür!..

06/03/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T

"Nefslerine uyanlara, dünya zevklerinin peşinde koşanlara, nasihat acı gelir!"

 

Şihâbüddîn Ba'levî hazretleri meşhûr velîlerdendir. 1539 (H. 946) senesinde Yemen’de Terîm'de vefât etti. Kabir ehlinin hâllerini, onların azap ve sevinç durumlarını, Allahü teâlânın izni ile bilirdi. Çok kerâmetleri vardır. Huccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin rûhâniyeti ile görüştü. İmâm-ı Gazâlî'den bütün kitaplarını okuduğunu ve bu kitapları okutmaya izin verdiğine dâir icâzet istedi. İmâm-ı Gazâlî de ona icâzet verdi. Bir sohbetinde şunları anlattı:

İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyurdu ki: Nasihat vermek kolaydır. Nasihat kabul etmek güçtür. Çünkü, nefslerine uyanlara, dünya zevklerinin peşinde koşanlara, nasihat acı gelir, haramlar ise tatlı gelir. Bunun için, Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde, meâlen; 

(Kâfirlerle harp ediniz! Harp, size, acı ve sıkıntılı gelir. Size zor gelen şeyler, yâni Allahü teâlânın emirleri, sizin için hayırlıdır, iyidir. Size iyi gelen, sevdiğiniz şeyler, yâni haramlar, size zararlıdır, fenadır. Hayırlı olanları Allahü teâlâ biliyor, siz bilmiyorsunuz) buyurdu. Hele senin gibi, ilim ismi verilen ve ilim şekline sokulan, lüzûmsuz şeyleri öğrenenlere ve ilmi, dünyada ve âhirette kendine ve insanlara faydalı olmak için değil, herkese büyüklük satmak için ve yalnız dünyalık kazanmak için okuyup, âhıretlerini düşünmeyenlere nasihat tesîr etmez. Amelsiz ilim, insanı kurtarır zannediyorsun ve ilim sahibi olunca, amel etmeden kurtuluruz sanıyorsun. Bu hâlinize çok şaşılır. Çünkü ilmi olan kimsenin, amelsiz kuru ilmin kıyâmette kendine zarar vereceğini, bilmiyordum, diye özür ve bahâne yapamayacağını bilmesi lâzımdır. Peygamberimizin şu hadis-i şerifini de işitmediniz mi? Buyuruyor ki: 

(Kıyâmet günü azapların en şiddetlisi, elbette, ilminin faydasını görmeyen âlime olacaktır.) Büyüklerden biri, Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini, rüyâda görüp ne hâlde olduğunu sorunca, buyurdu ki: O kadar sözlerim, keşif ve işaretlerim, yâni zâhirî ve bâtınî bilgilerim hep harap oldu, tükendi; yalnız bir gece kıldığım iki rekât namaz imdâdıma yetişti!..
İyi bil ki, amelsiz ilim, insanı kurtaramaz. Bunu sana bir misâl ile anlatayım:

Bir kimse, dağda bir arslana rastlasa, yanında tüfeği ve kılıcı bulunsa ve bunları kullanmasını iyi bilse ve ne kadar cesur olursa olsun, bu âletleri kullanmadıkça, arslandan kurtulabilir mi? Sen de bilirsin ki, kurtulamaz. İşte bunun gibi, bir kimse ne kadar ilim sahibi olursa olsun, bildiğine göre hareket etmezse, ilminin faydası olmaz.