“İnsanlar edebe, ilimden daha fazla muhtaçtır...”
06/03/2025 Perşembe Köşe yazarı V.T
“Kendisinden ilim
öğrendiği hocada, ayıp ve kusur arayan kimse, o zâttan istifâde
edemez.”
Abdullah bin Menâzil hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Hamdûn-i Kassâr’ın talebesi olup, zâhir ve bâtın ilimlerinde âlim, faziletler sahibi idi. Hadîs ilminde de âlim olup, çok hadîs-i şerîf dinlemiş ve yazmıştır. 329 (m. 940)’da Horasan’da Nişâbûr’da vefât etti.
Ahmed
bin Hamîdî Esved, Abdullah bin Menâzil’e gelerek; “Rüyâmda gelecek seneye kadar
öleceğini gördüm, dünyâyı terk etmeye hazırlansan iyi olur” dedi. Bunun üzerine
Abdullah bin Menâzil buyurdu ki: “Bize uzun bir süreden bahsettin. Gelecek seneye
kadar yaşamaya elimde delîlim var mı?” buyurdu.
Ebû
Ali Dekkâk hazretleri şöyle anlatır: “Bir gün Ebû Ali Sakafî konuşurken
Abdullah bin Menâzil, ona 'Ölüme hazır ol, çünkü bundan kurtulmanın çâresi
yoktur' dedi. Bunun üzerine Ebû Ali Sakafî ona 'Ey Abdullah! Sen de ölüme
hazır ol, şüphesiz öleceksin' deyince, Abdullah bin Menâzil kolunu yastık
şeklinde uzatarak başını koluna koydu ve 'İşte öldüm' dedi ve derhal
rûhunu teslim etti. Bu durum karşısında Ebû Sakafî söyleyecek bir söz bulamadı.
Çünkü Abdullah bin Menâzil’e fiilen mukâbele etmek imkânına sahip değildi. Ebû
Ali Sakafî’yi dünyâya bağlayan birtakım sebepler vardı. Abdullah bin Menâzil’in
ise Allahü teâlâdan başka meşgûliyeti yoktu. Dünyâ ile alâkasını
kesmişti."
Abdullah
bin Menâzil buyurdu ki: “İnsanlar senin sû-i zannından, sen de nefsinin vesvese
ve hevasından kurtulduğun vakit, senin için vakitlerin en fazîletlisidir.”
“İnsanlar
edebe, ilimden çok daha fazla muhtaçtır.”
“Hayâdan
bahseden, ama kendisi Allahü teâlâdan hayâ etmeyen kimseye ne kadar
şaşılır.”
“İhtiyâcı
olmayan bir şeyi kendisine lâzım kılan, ihtiyâcı olan bir şeyi zayi etmek
durumunda kalır.”
“Allahü
teâlâ çeşitli ibâdetleri bildirdi. Sabrı, sıdkı, namazı, orucu ve seher
vakitleri istiğfar etmeyi buyurdu. İstiğfarı en sonra söyledi. Böylece kula,
bütün ibâdetlerini, iyiliklerini kusurlu görüp, hepsine af ve mağfiret dilemesi
lâzım oldu.”
“Çalışıp
da tevekkül etmek, bir yere çekilip ibâdet yapmaktan hayırlıdır.”
“Kendisinden
ilim öğrendiği zâtta, ayıp ve kusur arayan, o zâtın ilminden, feyiz ve
bereketinden istifâde edemez.”
“Tevekkül
sahibi kimse, her şeyden yüz çevirip Allahü teâlâya dönen kimsedir.”
“Farzlardan birini eda etmeyen, sünneti yapmama belâsına
yakalanabilir. Sünneti terk edenin ise bidate düşmesi muhakkaktır.”
